Anlat anlatabilirsen
Murat Bardakçı Sevr meselesini anlamamakta ısrar edenler için demiş ya, “Anlatabilirsen anlat” diye.
Bazıları gerçekten anlamamakta inatçı olabiliyor.
Ya da gerçekten anlayamıyorlar.
Bizim site arkadaşımız Nagehan Alçı da böyle biri imiş yeni anladım.
Talat Bulut’un genç bir kızı taciz ettiği iddiasıyla ilgili olarak ezberlediği bir türkü var söyleyip de duruyor.
Ben diyorum ki, “Sektör Talat Bulut’u mahkum etti bile”
Nagehan Alçı, “Ama diziden kovulmadı işte bana ne bana ne” diyor.
Yahu adamın elinde sözleşme var belli ki!
Yargıdan da aleyhine bir karar çıkmadığı için kovulmak canına minnet.
Parasını çatır çatır alır oynamadığı diziden.
Sektör elbette mahkum etti Nagehancığım.
Bak rol arkadaşı bile “Maalesef” diyor, devam ediyor olmasına.
Bulut, yapımcı şirketin kapısından içeri giremiyor.
Mahsun Kırmızıgül, kendisine yaptığı teklifi geri çekti.
Bunlar mahkumiyet değil mi!
Yanlış yere kızıyorsun Nagehancığım, yanlış yere.
Sana kızman gereken adresi göstereyim.
Savcı var ya o savcı. Hani bu iddialarla ilgili takipsizlik veren o savcı, ona kızacaksın.
Hatta belki ona da değil, bu tür suçları doğru düzgün tanımlamayan, bu gibi suçları sıradan suçlarla aynı kefeye koyan yasal düzenlemelere kızacaksın.
Çünkü bir üst mahkeme de aynı yasalara dayanarak “Takipsizlik” dedi.
“Savcı kadın olsaydı” deyip duruyorsun.
Bak Nagehancığım, yasalar kanun uygulayıcılarının cinsiyetlerine göre yapılmaz.
Yasanın da, uygulayıcının da cinsiyeti olmaz.
Sen “Kadın savcı halden anlardı” demeye çalışıyorsun.
Peki o zaman cinayet davalarında ailesinden biri cinayete kurban gitmiş bir hakim veya savcı mı arayacağız.
Böyle aptalca bir hukuk anlayışı geliştirilebilir mi!
Hukuku empatiden ibaret zannetme.
Niye bu konuda doğru düzgün yasal düzenleme yapmayanlardan şikayetçi değilsin de, “kadın savcı da kadın savcı” arayışı içindesin?
Kadın savcı elinde başka bir TCK ile mi gelecek mahkeme salonuna zannediyorsun?
Yine anlamayacaksın ama ben yine de denedim.
Bir umut işte...
***
Trump’a minnettarım
Kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış.
Durum tam oturmuyor ama olsun.
Trump da bizi Avrupa’ya yaklaştırdı ya o bana yeter.
Benim için ABD ne kadar kaba saba, tatsız tuzsuz, görgüsüz, cahil bir ülke ise Avrupa da bir o kadar medeniyet demektir.
Avrupa kültürdür, bilgidir, entelektüelliktir, sanattır.
ABD’ye yakın olmaktansa Avrupa’ya yakın olmayı tercih ederim.
Türkiye ne yazık ki, uzunca bir süredir Avrupa’nın varlığını unutmuştu.
Trump sayesinde yeniden Avrupa’yı ve Avrupa Birliği’ni hatırladık.
***
Macron’un dediğine niye kızdınız ki!
Biz Avrupa’yı hatırlamaya başladık ama Avrupa’nın da bizi hatırlaması gerekiyor galiba.
Bakan Albayrak, Fransız meslektaşı ile “Çok ortak” bir açıklama yaparken,
Fransa’nın Cumhurbaşkanı Macron, “Türkiye eski Türkiye değil. Avrupa değerleriyle örtüşmüyor. Bu yüzden Türkiye’yle tam üyelik düşünmeyelim. Ayrıcalıklı bir ilişki kuralım” demiş.
Dışişleri Bakanlığımız ise bu duruma çok sert tepki göstermiş.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, "Ülkemize ve AB üyelik sürecimize ilişkin olarak sarf ettiği bazı sözleri derin bir teessüfle karşılıyoruz" demiş.
Peki şimdi Fransa Dışişleri de dönüp bizim Dışişlerine’ne, “Arkadaşlar bizim bu söylediklerimize niye alınıyorsunuz, Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını siz zaten hep bir ağızdan söyleyip duruyorsunuz. AB’ye üyelik meselesine gelince Cumhurbaşkanı danışmanlarınız da aynı şeyi söylemiyorlar mı, iktidar ortağı olduğunuz MHP zaten AB üyeliğine karşı değil mi, niye bize kızıyorsunuz” dese bizimkiler ne yanıt verir çok merak ediyorum.
***
Kaldırmak
TRT Amerika’ya kızıp western filmlerini kaldırmış.
Western’i kaldırmak kolay.
Google’ı, Facebook’u, Twitter’ı, İnstagram’ı, Netflix’i, yerli veya yabancı tüm telefonlarımızdaki programları, kaldırabiliyor musun Abidin!
***
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kalıcı ilerlemenin ancak özgür ortamlarda gerçekleşebildiğini anladığımız zaman.