Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugün yeni bir yılın ilk günü.

        Dilerim ki yeni yıl size, ailenize, sevdiğiniz herkese mutluluk getirsin.

        Bilirsiniz, yeni yıllara girerken eskiyi yâd etmem, gelen yılla ilgili beklentilerimi sıralamam.

        Bunu yapmayı aptalca bulurum.

        İyi dileklerim ise yeni olan her şeyin umut taşımasından.

        Yoksa iyi dileklerim her gün için geçerli.

        Şunu da bilin ki, 2019 çok da parlak bir yıl olacak gibi görünmüyor.

        Ne ülkemiz için ne de Dünya için.

        2019’un tek iyi tarafı 2020’den daha iyi olacak olması.

        Bu yıl için size tavsiyem, dikkatli olmanız.

        Bol bol tasarruf yapın, lüks tüketimden kaçının, ihtiyaçlarınız dışında gereksiz masraf yapmayın, ihtiyaçlarınızı da ertelemeyin.

        Sevdiklerinizle daha çok vakit geçirin, ailenize, arkadaşlarınıza, dostlarınıza daha sıkı sarılın, daha yakın olun.

        Gereksiz yere kendinizi üzmeyin.

        Mücadeleden asla vazgeçmeyin ama kafanıza da takmayın.

        En kötü anda bile pozitif düşünün.

        “Bu da geçer yahu” deyin.

        2018 geçti.

        2019 da geçer.

        Merak etmeyin...

        ***

        Turizmde gelir de artmalı

        Mevcut şartlarda vahim bir değişiklik olmaz ise bu yılın yüzü gülen sektörünün turizm olacağını şimdiden söyleyebiliriz.

        Geçen yıl da Türkiye beklenenin altında bir büyüme gösterir ve pek çok iş kolunda sıkıntılı günler yaşanır, konkordatolar vakayı adiyeden olurken turizm, turizmcilerin yüzü güldü.

        12 aylık rakamlar henüz açıklanmadı ama yılın ilk üç çeyreğinde Turizm’de gelen ziyaretçi sayısında yüzde 22’ye yaklaşan bir artış var.

        Bu büyüme ile birlikte Türkiye tüm zamanların turist rekorunu da kırmış vaziyette.

        Cumhuriyet tarihimiz boyunca en fazla turisti ağırladığımız yılı yaşıyoruz.

        Bu artış olumlu gibi görünüyor ama turist sayısındaki bu rekor turizm gelirlerine aynı oranda yansımadı.

        Ziyaretçi rekoru, beraberinde bir gelir rekorunu da getirmedi.

        Ziyaretçi artışı yüzde 22’ye yaklaşırken, gelir artışı yüzde 13’te kaldı.

        Bunun anlamı şu:

        Türkiye turizmde zaten çok pahalı bir ülke değildi. Yıllardır en büyük uğraşımız gelen ziyaretçi başına harcama miktarını arttırmaktı. Bir ara bunun başarır gibi olduk ama yeniden başa döndük.

        Bundaki etkenlerden biri Rusya ile yaşadığımız uçak krizi olsa da bir diğer önemli etken Türkiye’nin imajı.

        Bu yüzden gelen turist sayısı yüzde 22 artarken gelirin yüzde 13 artması gelen turistin ortalama harcamasının da düşmüş.

        Eğer 2019’da da turist sayısındaki artış, gelirdeki artışa aynı oranda yansımazsa bizim giderek daha da ucuz bir ülke haline geldiğimizi ve neredeyse boğaz tokluğuna turist ağırladığımızı gösterecek.

        ***

        Akif’e söven herkese söver

        Tahmin edeceğiniz üzere sapına kadar Atatürkçü, vatansever, Atatürk milliyetçiliği ile yoğrulmuş, mezhepçiliğin ne olduğunu bilmeyen, bilse de bizlere asla hissettirmeyen, namuslu olmanın önemini öğreten bir aile ortamında büyüdüm.

        Bize öğretilen bu ülkenin geçmişinde emeği olan, iyi niyetli çabalar göstermiş herkese minnettar olmamız gerektiği idi.

        Cumhuriyet’e bağlılık, kurucularına sevgi göstermemiz gerektiği öğretildiği kadar, Orta Asya’dan başladığını öğrendiğimiz tarihimizin tüm unsurlarına da saygı ve minnet duyulan bir ortamdaydık hep.

        Bize öğretilen, yaşatılan Fatih Sultan Mehmet’e de, Atatürk’e de sevgi ve saygı göstermekti.

        Ve biz herkesin böyle düşündüğünü, böyle öğrendiğini zannettik.

        Ama şimdi Yeni Türkiye’ye bakıyorum da pek de öyle bir durum yokmuş.

        Ya da var ise de bizler sessiz, gürültüsüz, patırtısız bir çoğunluk olarak suskunuz.

        Bunları niye mi yazıyorum?

        İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’a kendini İslamcı olarak tanımlayan kesimlerin yaptıklarına bakarak.

        Mehmet Akif Ersoy büyük bir şair, iyi bir vatansever olarak anlatıldı bize.

        Şiirle pek alakası olmayan ben bile şiirlerini çok seçerdim. Ezberlerdim.

        Atatürk’ün yaptıklarına pek saygılı değildi belki ve bu yüzden ülkesini bırakıp gitmişti bir süreliğine de olsa.

        Ama bu durum, bu büyük şaire kızmamız, sevmememiz için, hele hele saygı duymamamız için bir gerekçe olamazdı.

        O bir İslamcıydı.

        Ama daha önemlisi o bir vatanseverdi.

        Şimdi bazı İslamcıların, kendini siyasal İslamcı olarak tanımlayan bazı haysiyetsizlerin bu büyük şaire yaptıklarını, bu büyük şair hakkında söylediklerini duyup okudukça ne kulaklarıma ne gözlerime inanabiliyorum.

        Fikren kendilerine bana olduğundan daha yakın olan birine bu denli ağır saldırıların, hakaretlerin bana gösterdiği tek bir şey var.

        Müslümanlık başka bir şeydir, siyasal İslamcılık ise bambaşka bir şey.

        Ve çok açıktır ki, gerçek Müslüman’a güvenebilirsiniz.

        Ama çıkarlarına İslam'ı alet edene asla.

        Akif’e bunu yapanlar, başkasına neler yapmaz siz düşünün.

        ***

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Eski yılda yaptıklarımızı tekrarlayarak yeni yılı daha iyi hale getiremeyeceğimizi anladığımız zaman.

        Diğer Yazılar