Seçmen listesi mi değişecek acaba!
AK Parti’nin “sevdalı” seçim sloganı, seçim sonrasında da çalışmaya devam ediyor.
Tabii bu toprakların “Arabesk ruhuna” uygun bir şekilde evrilerek.
“Ya benimsin ya karatoprağın.”
Bu da bir sevgi türü elbet.
Seni kimseye yar etmem düzeyinde bir sevgi.
AK Parti’nin özellikle İstanbul’daki tavrı “Seçimde hile yapıldı, seçmen listeleri güvenilir değildi, bir sürü fırıldak döndü” şeklinde.
Doğru mudur değil midir bilmem mümkün değil.
Ancak bildiğim tek şeyi tekrarlayayım.
Seçimden önce her yerde, en yüksek sesle Türkiye’de yapılan seçimlerin “Dünya’daki en güvenilir sistemle yapıldığını, Türkiye’de seçimlerde bir yolsuzluk, bir usulsüzlük olmasının mümkün olmadığını” söyleyenler, bugün “Seçimde yolsuzluk yapıldı” diyen AK Partililer değil miydi?
Ne değişti de, 31 Mart gecesi saat 22’ye kadar “en güvenilir” olan seçim sistemimiz ve seçmen kayıtlarımız, 31 Mart gece yarısından sonra “en güvenilmez”e dönüştü?
Ve belli ki, AK Parti seçimi tekrarlatacak.
Tekrarlandığı zaman neden güvenilir hale gelecek seçim sonuçları?
Çünkü AK Parti’nin söylemi “Bu YSK bu seçimi beceremedi!” anlamına da geliyor.
O zaman görev süresi uzatılan bu YSK ile yeniden seçime gitmenin farkı ne olacak!
Yasa gereği seçmen listeleri değişmeyecek. Ve aynı liste ile gidilecek!
Yoksa yasaya rağmen, yeni seçim yeni liste mi yapılacak!
YSK’nın nasıl bir karar alacağını tabii ki, bilemem.
Ama “Bizim sistemimiz güvenilir” dedikten sonra “Güvenilmezmiş aslında” demek siyaseten mümkün ama hukuken biraz garip olabilir!
***
Tekrar olursa, tatilde
Son bir haftadır bana “Ne olur bu sayımın sonucu” diye soran herkese verdiğim yanıt şu: “Bana öyle geliyor ki, İstanbul’u tekrarlatacaklar”.
Çünkü AK Parti tarafında kiminle konuşsam bu izlenimi alıyorum.
Mesela geçen hafta “Tekrara gidilirse İmamoğlu mazbatayı alır, tekrara öyle gidilir” diye yazdım.
AK Parti ve Binali Yıldırım cephesinden çok şiddetli bir itiraz geldi:
“Hayır öyle olmaz. Yenilenecek seçime usulsüz seçilen başkan adayı ile gidilmez. Çünkü resmen kazanmış değil.”
“Niye?” diye sordum.
Hukukçuları öyle diyormuş.
“Gerekçeleriyle bana mail atsınlar, ben de yazayım” dedim.
Gelen giden olmadı.
Ancak tonlama “yeniden seçimin” işaretini veriyordu.
Paralel olarak “Bu seçim artık halk gözünde kirlenmiştir, tekrarı gerekir. Bunca tartışmadan sonra sonuç kimseye güven vermez. Yeniden sandığa gitmek en doğrusu” yorumları geldi aynı cenahtan.
AK Parti çok belli ki, İstanbul seçiminin “Büyükşehir bölümünü” yeniletmek istiyor.
Yenilendiğinde kazanacaklarından emin olamazlar ama en azından bir şans daha bulmak onlar açısından fena bir tercih değil.
Üstelik de seçimi okulların tatil olmasından sonraya denk getirmek suretiyle CHP’li seçmenin “Tatile gitmesini” de umacaklardır kesinlikle!
***
Murdar!
“Bu seçimler murdar olmuştur” cümlesini duyunca, sözlüğe baktım hemen.
Birkaç anlamı var:
Seçim için hangi anlamı geçerli acaba?
***
Zırva tevil götürmez
Besteci Kıraç, çocukların yabancı dil öğrenmesine ve yabancı dilde eğitime karşı çıkan bir açıklama yaptı.
Yabancı dilde eğitim ayrı bir mesele olarak ele alınabilir ama yabancı dil bilme konusu hiç de Kıraç’ın söylediği gibi değil.
Ben bana gelen her gence yabancı dilleri öğrenmesini tavsiye ediyorum.
Bir değil en az birkaç.
Ne kadar öğrenebilirse.
İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca Çince, Rusça, Japonca, Arapça, Latince, eski Yunanca.
Hatta sadece birkaç dil değil mümkünse birkaç farklı alfabeyi de öğrenmelerini.
Çünkü ne kadar çok dil bilirseniz, hangi alanda olursa olsun o kadar farklı kaynağa ulaşabilirsiniz.
Dil bilgi kapılarını açan anahtardır.
Eğer bilmezseniz, başkalarının size kapıyı açmasını beklersiniz. Kim ne kadar açarsa, o kadar geçebilirsiniz o kapıdan.
Kıraç’ın bilmediği bu.
Tabii beste yapmak için müziğin evrensel dili yeterli olabilir.
Ama siz Kıraç’ı dinlemeyin.
Ya da sadece müziğini dinleyin.
***
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Zor kapıdan girince, hukukun bacadan çıktığını unutmadığımız zaman.