RTÜK demeyin bana bir gülme geliyor
RTÜK’ün dizilerdeki şiddet görüntülerine el atması bekleniyormuş.
Okudum. Kahkahalarla güldüm.
Anlatayım nedenini!
İlk önce şunu söyleyeyim.
TV’lerde topluma kötü örnek olan şiddet var ise eğer, ki var, bunu dizilerle sınırlı tutamayız.
Gündüz kuşağı programlarındaki şiddeti ne yapacağız!
Katillerin cirit attığı ekranlar, program sonrası işlenen cinayetler şiddet değil mi!
Üstelik de dizilerdeki şiddet çok açıkça kurgu, bu gündüz programlarındaki ise gerçek.
Buradaki şiddete, buradaki yasa dışılığa, burada Emniyet güçlerinin küçük düşürülmesine kimse ses çıkarmayacak mı!
Mesela İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bir dizi kadar olamıyor muyuz” diyeceğine, emrindeki teşkilatı yıllardır küçük düşüren program için “Müge Anlı kadar olamıyoruz, ayıp bize” demeyecek mi!
Gelelim şiddet içerikli dizilere.
Bu satırları yıllar önce, 2000’lerin ortasında Kurtlar Vadisi adlı diziye savaş açmış biri olarak yazıyorum.
O zaman bu dizinin toplumu dönüştürme aracı olacağını ve gençleri çok kötü etkilediğini yazıp durdum.
Bugün baktığınızda haklı olduğum ortada değil mi!
Peki bununla ilgili RTÜK’ten medet ummak doğru mu!
Başta da dediğim gibi komik.
RTÜK bağımsız bir kurum olarak durmuyor karşımızda.
İktidar gücünü kullananların devamı veya sopası olarak var.
Örnekler vereyim:
Bir Zamanlar Çukurova: Yayınlandığı kanal ATV. 5 kez genel şiddet. 6 kez silah görünümü. 12 bağırma. 3 kadın yalvarması. 6 kez ölüm tehdidi.
Çukur: Yayınlandığı kanal Show TV. 5 kez genel şiddet. 96 kez silah görünümü veya söylemi. 12 kez bağırma 30 şiddet, tehdit ve ölüm söylemi.
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz: Yayınlandığı kanal ATV. 119 kez silah görünümü ve söylemi. 19 kez şiddet, tehdit ve ölüm söylemi. 27 kez öldürme eylemi.
Hercai: Yayınlayan kanal ATV. 17 kez şiddet. 10 kez silah görünümü. 71 kez bağırma, kadın yalvarması. 12 kez şiddet söylemi ve ölüm tehdidi.
Sen Anlat Karadeniz: Yayınlandığı kanal ATV. 17 kez kadına şiddet, zorlama ve genel şiddet. 30 kez silah görünümü ve söylemi. 21 kez bağırma, 12 kez kadın ağlaması, 6 kez psikolojik şiddet.
Kuzgun: Yayınlayan kanal Star TV. 25 kez silah görünümü, 8 kez bağırma, 7 kez şiddet, tehdit ve ölüm söylemi.
Kardeş Çocukları: Yayınlayan kanal Star TV. 13 kez silah görünümü, 4 kez bağırma, 21 kez şiddet, tehdit ve ölüm söylemi.
Peki sizce RTÜK bu tablodan nasıl bir sonuç çıkarıyor?
Gayet basit.
ATV dizisi olanlara ceza verme, olmayanlara ver.
RTÜK’ün anlayışı bu.
Peki bu anlayışa karşı çıkanlara ne yapıyorlar dersiniz?
Onu da anlatayım.
Mesela RTÜK’ün yeni üyelerinden Faruk Bildirici RTÜK’ün bu taraflı tutumuna karşı çıkıyor.
Dahası RTÜK Başkanı’nın farklı kurumlardan üç maaş almasını gündeme getiriyor.
Peki ne oluyor Bildirici böyle yapınca.
Onu da söyleyeyim.
Sabah gazetesi Faruk Bildirici’nin makam aracını başkalarına tahsis ettiğini yolunda yalan bir haber yapıyor ve Bildirici’nin makam aracından inen eşinin fotoğrafını yayınlayarak “Makam aracını gazeteci S.T.’ye tahsis etti” diyor.
Ve siz bu RTÜK’ten medet umuyorsunuz öyle mi!
Başta dedim ya kahkaha attım diye.
Siz de atın.
Gülelim ağlanacak halimize.
*
Önce FETÖ şimdi RTÜK
Televizyonlardan girdik, televizyonlardan devam edelim.
Ya izlemiş ya duymuşsunuzdur.
Peaky Blinders diye bir dizi var yurt dışında oynayan.
Fenomen dedikleri türden bir dizi.
Geçen sene bir yapımcıya sordum, “Peaky Blinders’ın Türk versiyonu niye çekilmiyor, tutmaz mı?” diye.
Çok makul bir yanıt vermişti.
“Tutmaz olur mu? Hatta biz bir ara üzerinde çalıştık. Karşı tarafla da görüştük. Ama Türkiye’de bu dizi yayınlanamaz. Dizinin en önemli olayı içkinin sigaranın hava su gibi tüketilmesi. Şiddet tarafı ayrı. Bu Türkiye’de yayınlanamaz.”
Ama dün TRT Genel Müdürü’nün röportajını okuyorum.
“Peaky Blinders’ın kurgucusu ile birlikte çalışmaktan” söz ediyor.
Hayda...
Özel televizyonların cesaret edemediği ve edemeyeceği bir dizi, TRT için akla gelebiliyor.
Bir yanda her gün daha fazla ihracat yapmaya çalışan, sektörde Hollywood’un rakibi haline gelen Türk yapımcılar, diğer yanda bu yapımcıları baltalayan bir RTÜK.
Üstelik de adil olmayan bir balta ile.
Kimine öpüşmekten ceza, kimine her şey serbest.
Daha önce Türk dizilerine “FETÖ” darbe vurmaya çalışmıştı.
Hollywood’un emriyle.
Şimdi de RTÜK aynı işi yapıyor.
Emir nereden şimdilik belirsiz!
*
Saçmalama özgürlüğü ve yayıncılık
Meslek gereği televizyonlarda yorum yapanları izlemek zorunda kalıyorum.
Yemin ederim daha büyük ıstırap olamaz.
Beni tanıyanlar bilir bir miktar.
Fikir özgürlüğü ve ifade hürriyeti ile ilgili oldukça geniş sınırlardan yanayımdır.
Herkes fikrini söyleyebilmeli.
Düşünceler en uçta olsa bile söylenebilmeli.
Zaten ifade özgürlüğü uçtaki düşünceler için lazım, sıradan genelgeçer düşünceler için değil.
Fakat bazılarını izledikçe “Yahu ifade özgürlüğü olsun ama saçmalama özgürlüğü de bunun içine girer mi acaba!” diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Sonunda vardığım nokta şu:
İnsanların saçmalama özgürlüğü olabilir.
Ama en azından televizyon kanallarının bu saçmalıkları yayınlamama özgürlüğü de olmalı.
Hiçbir fikir içermeyen sadece farklı olmak ya da dikkat çekmek için sarf edilen saçmalıkları en azından televizyonlar yayınlamasın.
Tuğçe Kazaz’ınkiler gibi onlar da twitter’la falan sınırlı kalsınlar!
*
Bağdadi
IŞİD lideri Bağdadi’nin öldürülme zamanlaması çok çok iyi oldu.
Şimdi YPG/PKK teröristleri ABD kamuoyunca çok olumlu yankılanan bu olayı kendi hanelerine yazmak için her şeyi yapacaklardır.
ABD medyası da buna çanak tutmaya çalışacaktır elbette.
Ancak tüm ABD medyasının “Türkiye’nin operasyonu nedeni ile Kürtler IŞİD ile mücadeleyi bırakmak zorunda kaldı” diye bas bas bağırdığı bir dönemde IŞİD elebaşının itlaf edilmesi artık YPG/PKK hanesine zor yazılır.
*
Büyük oyuncular
Fatih Terim hâlâ ve inatla “Büyük maçlar büyük oyuncularla kazanılır” felsefesine inanıyor.
Haksız diyemem.
Büyük maçlar büyük oyuncularla kazanılır elbet.
Ama bir oyuncunun büyüklüğünü bonservis bedeli ya da aldığı ücret değil taşıdığı yürek belirler.
Onca tecrübeye rağmen hocanın bunu hâlâ anlamamış olması şaşırtıcı.
*
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ağaç gölgesinde uyuyan köpek, gölgeyi kendi gölgesi zannetmediği zaman.