Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ahmet Hakan kardeşim, dün yazdıklarımı hazmettin mi?

        Ettiysen devam edelim.

        Bak güzel kardeşim.

        Hürriyet’in yayın yönetmenisin ama anladığım kadarı ile grubun amiral sandalında başkürekçi olarak CNN Türk’ten de kendini sorumlu hissediyorsun herhalde.

        O zaman sana acı haberi vereyim, bırak önündeki Habertürk’ü, sen önce arkadan gelen rakibine geçilmemeye çalış.

        Sana söylememişler belki ama senin rakibin Halk TV.

        Halk TV şu an ensenize binmiş vaziyette ve trend böyle devam ederse pek yakında sizin CNN’i geçebilecek gibi duruyor.

        Şaka yapmıyorum.

        TİAK daha kesinleşmiş rakamları yayınlamadı ama dün oturup günlük raporlardan yola çıkarak bir hesap çıkarttım.

        Şubat ayında tüm günde “yüksek eğitimli” ve “yüksek gelirli” olduğu için senin çok sevdiğin AB grubunda Halk TV sizi neredeyse geçiyormuş.

        Kıl payı farkla arkanızda kalmış.

        Senin CNN Türk Şubat ayında AB grubunda tüm günde 1.53 izlenme payı elde etmiş.

        Halk TV ise hemen dibinize gelmiş ve 1.5 izlenme payı yakalamış.

        O yüzden gözün arkada olsun.

        Son düzlükte Halk TV gelip üzerinizden geçmesin!

        NOT: Şubat ayında AB grubunda Habertürk 24 kez CNN ve NTV’nin önünde yer almış. 2 kez CNN, 4 kez de NTV rakiplerinin önüne geçmiş. Tüm kişilerde ise Habertürk 12 kez 1. olmuş. CNN 8, NTV ise 9.

        *

        Boykotu halk yapmış çoktan

        Sandalın başkürekçisine biraz daha bilgi vereyim.

        Bakarsın bu hızla yükselip yarın öbür gün medya grup başkanı olursa, kendisini saf ve cahil bulup kandırmasınlar.

        Bak Ahmet Hakan kardeşim.

        Ben böyle boykot moykot işlerini sevmem ama CNN Türk’ün ratinglerde çökmesinin CHP’nin boykotu ile ilgisi yok.

        Sizi aşağı götüren şey yayıncılık anlayışınız.

        Çünkü son 12 aylık tablolara baktığımız zaman yani CHP boykotundan önce de yerden kazınıyor, nal topluyordunuz.

        Değerli okurlar, dünden beri sizi bu sayılarla meşgul ettiğim için özür dilerim.

        Ancak köpeksiz köyü bulup değneksiz gezenlere sinirleniyorum.

        Okur bilmez salla gitsin.

        Öyle değil Ahmet Hakan.

        Okur da bilir, biz de biliriz.

        At yalanı sevsinler inananı dönemi zannettiğiniz bu dönem öylesi bir dönem değil.

        Herkes her şeyi biliyor, görüyor.

        Susuyorsa terbiyesinden susuyor. Senin gibi bazıları da bunu “Benden korkuyorlar” diye algılıyor.

        Ama kusura bakma ben yalan dolan karşısında fazla susamıyorum.

        Şimdi trollerinle, onunla bununla bana saldırabilirsin.

        Saldırtabilirsin.

        Hiç takmam emin ol.

        İstediğin tarafta olabilirsin.

        İstediğin kadar dönebilirsin.

        Dergahta çorbadan, Nişantaşı’nda şaraba, sonra yeniden çorbaya geçebilirsin.

        Hayallerini süsleyen sosyete güzellerine de uzanabilirsin.

        Hiç karışmam.

        Yeter ki delikanlı ol.

        Yeter ki yalan söyleme.

        Başkalarının emeklerine saygısızlık yapma.

        Benim CNN çalışanlarının emeğine saygım var.

        Sen de Habertürk çalışanlarının haftada 7 gün, günde 24 saat canla başla yaptıkları işe saygı duy.

        *

        Turizme etkiyi düşünen var mı?

        İdlib’de olan bitenleri konuşuyoruz haklı olarak.

        Evlatlarımız bir tarafta Rusya ve İran destekli Suriye rejim güçleri, diğer yanda Suudi ve BAE destekli Selefi teröristlerin arasında sıkışmış müthiş bir mücadele veriyorlar.

        Allah yardımcıları olsun.

        Ancak tüm bunlar olurken bir şeyi daha konuşmak lazım gibime geliyor.

        Turizmi.

        Türkiye son birkaç yıldır çok iyi bir turizm performansı sergiliyor.

        Turist sayısı hızla artıyor, fiyatlar aynı hızla artmadığı için gelir o oranda artmıyor ama bu yıl gelir konusunda da ciddi pozitif beklentilerin olduğu bir yıl.

        Ya da “Bir yıldı” mı dememiz lazım acaba.

        Çünkü bir yandan Suriye’deki çatışma ortamı ve bununla ilgili dünya medyasına yansıyan haberler, diğer yandan sığınmacıların yeniden yollara ve denizlere dökülmesi Batı medyasında çok ciddi yer bulmaya başladı.

        Bunun turizm gibi hassas bir müşteri kitlesine sahip sektörü etkilememesi mümkün değil.

        Elbette turist gelsin diye ulusal çıkarlarımızdan vazgeçecek halimiz yok.

        Ama Türkiye’nin bu en büyük sektörünü olası etkilerden korumak için şimdiden çalışmak lazım.

        Aksi takdirde yeni yeni toparlanan turizm, bu darbeyi kaldıramaz.

        *

        Acıma

        Bolu’nun CHP’li Belediye Başkanı Tanju Özcan seçildikten sonra yaptığı ilk açıklamalardan birinde “Benim kendi vatandaşım yatağa aç girerken kimse benden Suriyeli mültecilere öncelik vermemi beklemesin. Önceliğim vatandaşımdır ve Suriyelilere beş kuruş yardım edemem” demişti hatırlarsanız.

        Adamın ne hale getirildiğini, adama ne kadar tepki gösterildiğini ve bu tepkiyi en fazla kimlerin gösterdiğini hatırlıyorsunuz herhalde.

        Bu durumda başka sorum yok.

        Hatırlayanlar, hatırlamayanlara anlatsın.

        Köşe komşumuz Sevilay Yılman ise “Suriyelilere hiç acımıyorum kusura bakmayın” demiş.

        Yapma Sevilay. Suriyelilerin burada bulunmasından rahatsız olabilirsin.

        Haklı bir biçimde “Ülkelerinde olmaları gerekirdi” diye düşünebilirsin.

        “Mecbur muyuz bunları sırtımızda taşımaya” diye iç geçirebilirsin.

        “Bizim derdimiz bize yeter” diye kızgın olabilirsin.

        Hepsine saygı duyarım.

        Şu fotoğraflara bakıp içinde derin bir acı hissetmiyorsan...

        O zaman ben sana çok acırım.

        “Ben çocuklar hariç” dedim diye savunma kendini.

        O çocuklar ana babalarının mütemmim cüzü.

        Kusura bakma.

        *

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        İyi insanların çoğunluk olduğuna dair umutlarımızı sürdürebildiğimiz zaman.

        Diğer Yazılar