Corona AVM'lerdeki birikmiş sorunları çözer mi?
30 yıllık dostum Muharrem Sarıkaya, “Bakan Yardımcısı AVM’ler 11’inde açılsın diye bir talebi olmamış. Bunu söyleyenlere kırgın” diye yazmış dün.
Bunu yazan benim.
Söyleyen ise Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği Başkanı Prof. Hüseyin Altaş.
AVM’lerin 11 Mayıs’ta açılması yolundaki talebin Bakan Yardımcısı Nurettin Nebati’den geldiği söylemi ona ait.
Altaş bir hukuk profesörü ve yalan söyleyeceğini pek zannetmiyorum.
Belki Sayın Nebati, bunun bir talimat değil, sözlü bir fikir alışverişi olduğunu söyleyebilir.
Bilemem.
Gelelim ilk tarafımdan gündeme getirilen ve o günden beri tartışmaların bitmediği AVM’lerin açılması meselesine.
AYD’nin görüşlerini daha önce yazdım.
Bu kez söz kiracıların önemli bir bölümünü temsilen BMD yani Birleşik Markalar Derneği’nde
BMD Başkanı Sinan Öncel BMD’nin farklı sektörlerdeki mağazalarıyla AVM’lerdeki kiracıların yüzde 40’ını aşan bir oranı temsil etiklerini söylüyor.
“1 Mart’ta işlerde çok keskin bir düşüş başlamıştı. Yer yer yüzde 90’ları bulan bir düşüş. Biz bu sırada AVM’ler kapansın taleplerimizi dile getirdik. Ancak onlar kapatmak için bir girişimde bulunmadılar. Sonunda 15 Mart’ta biz cadde mağazalarımızı kapatmaya başladık. Cumhurbaşkanı 18’inde konuştu AVM’ler de 19’unda kapanma kararı aldılar ama aslında AVM’leri halk kapattı diyebiliriz.”
Öncel’e “AVM’ler kafamıza göre açılıp kapanamayız. Kuralları devlet belirliyor. O yüzden devletten karar bekledik diyorlar” dedim.
“Mücbir sebep vardı. Kapatabilirlerdi. AkBatı ve AkAsya ilk kapayan oldu. Onları İstinyePark takip etti. Demek ki kapanabiliyormuş” dedi.
Perakende sektörünün 2 aya yakın bir süredir neredeyse sıfır ciro ile çalıştığını söyleyen Sinan Öncel “E-ticaret mağazası olanlar dışında kimsenin kasasına beş kuruş girmiyor. E-ticaret mağazası olanlar ise normal cirolarının ortalama yüzde 7’si kadar ciro yapıyorlar. 200 mağazalı bir perakendecinin e-ticaret kanalı en iyi ihtimalle 5 mağaza kadar ciro yapar.”
Peki mağazalar, perakendeciler, markalar AVM’lerden ne istiyor?
Sinan Öncel anlatıyor:
“1 yıldır zaten sektör çok ciddi sıkıntıdaydı. Bir yıl içinde 20 kadar üyemiz konkordato talebinde bulundu. 3 ila 5 arasında iflas başvurusunda bulunan var. Zaten işler günlük güneşlik değildi. Bir de üzerine corona geldi. Tahsilat yok, ödeme yok, çekler karşılıksız. Yani felaket bir durumda herkes. Herkes kredi garanti fonuna başvurdu. Pek azı alabildi. Gerisi sicili bozulmasın, çekleri dönmesin diye tefecilere gitti. Aslında çoğunluk batık ama direniyoruz.”
“Burada AVM’lerden talebiniz ne?” diye soruyorum tekrar.
“Dünya ne yapıyor onu izliyoruz. Talebimiz çok basit. 3 ay kira almasınlar. Sonrasında da ciro üzerinden kira alsınlar. Perakende sektörü yaşarsa AVM’ler yaşar. Bakın dünyada da markaların üçte biri kapanma tehlikesi ile karşı karşıya. Nispeten daha dayanıklı olan Uzakdoğu’da bile yüzde 20’nin üzerinde batan olacak. Biz bunu ne kadar düşük tutabilirsek o kadar iyi. AVM’ler açılsa bile işler bir anda düzelmeyecek. Ama perakendeciler dükkanları açmak için bir para harcayacak, personeli hem mağazada hem merkezde iş başı yapacak. Bir gider oluşacak haliyle. Gelir ise hemen oluşmayacak. İnsanlar AVM’lere gitmeyecek hemen. Ama biz mağazaları açıp bekleyeceğiz. Çok ama çok büyük indirimler yapacak her marka. Neredeyse bedavaya satacağız ürünleri ki mağazalar yeniden canlansın. Burada önemli olan AVM’lerde açılan mağaza sayısının yüzde 70-80’leri aşması. Yarısı kapalı bir AVM’nin cazibesi olmaz. Bunun için de kiracıya destek olmak ve üç ay kira almamak lazım”
“Ya genel giderler?”
Burası en can alıcı kısım.
“Genel gider konusu AVM yönetimleri ile en büyük sorunumuz. Neredeyse ikinci bir kira gibi genel gider alıyorlar ve burada bir söz hakkımız yok. Şeffaf değil. Burada da şeffaflık gelsin. Kiracılar orada da bütçeyi görsün ve söz hakkı olsun istiyoruz. Bu yıllardır süren bir konu. Şimdi onu da cirodan yüzde 1,5-2 bir genel gider payı üzerinden anlaşabiliriz bir süreliğine.”
“Ya cirolardan gelen pay bu genel giderleri karşılamazsa?”
“Karşılar. Şeffaf olsun. Bakın İnegöl’de 300 bin metrekarelik bir AVM var. Mobilyacıların. Metrekare başı genel gider 5 TL. Bizde ise 20 TL ile 40 TL arasında değişiyor”
“İnegöl’deki mobilyacılar AVM’si ile İstanbul’daki lüks bir AVM’nin genel gideri aynı olmaz ama” diyorum.
“Şeffaf olsun. Söz hakkımız olsun” diyor.
Özellikle yabancı AVM’lerin yurt dışındaki merkez ofislerinin çok yüksek giderlerini buradaki AVM’lerine fatura ettiklerini ve AVM başına 5-6 milyon TL sadece yurt dışı merkez ofislere ödediklerini söylüyor Öncel.
Benim gördüğüm AVM’lerle kiracılar arasında yıllardır birikmiş tüm sorunların corona vesilesi ile gündeme gelmesi söz konusu.
Sözleşmelerin cezasız feshinde, genel gider paylaşımına kadar geçmişin tüm uyuşmazlıklarını bugün çözmek istiyorlar.
Öncel’e şunu soruyorum: “Şimdi şikayet ettiğiniz sözleşmeleri imzalamarı için AVM’lerin yönetimlerinde torpil arıyordu tüm markalar bir zamanlar. O sözleşmeleri size kimse zorla imzalatmadı. Hatta biz vazifemiz olmadığı halde bu çılgınlık yapmayın diyorduk. Markalar ise AVM’lerde yer bulmak için gırtlak gırtlağa savaşıyordu. Şimdi ise kızıyorsunuz”
Sinan Öncel’in yanıtı şu oldu: “Haklısınız. Ben o zaman da karşıydım. Zaten bugün bu yüzden BMD Başkanıyım. Markalar hata yaptı. Ama bugün bu hata herkesi batma noktasına getirirse, bundan AVM’ler de zarar görecek. Biz yoksak AVM’ler yok, AVM’ler yoksa biz yokuz. AVM’ler bizi yaşatmalı ki, biz de onları yaşatalım”