Casusluk suçlaması
Casusluk en kullanışlı suçlamadır.
Türkiye’de kimler kimler casuslukla suçlanmadı ki!
Bugün hâlâ siyasette etkin olup da, bir zamanlar “Casustur casus” denilenleri yazsak ağzınız açık kalır.
Milli İstihbarat’a çalışanları bir yana, BND’ye, MI6’e çalıştığı iddia edilenler bile vardı.
Ki bir bölümünü zaten siz de duymuşsunuzdur.
Bir dönem FETÖ kumpasları ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, özellikle de önemini bugün daha iyi anladıkları Deniz Kuvvetlerimizin neredeyse tamamı “Casus” diye içeri atılmıştı FETÖ güçleri tarafından.
Öyle ki, komutan yapılacak Amiral bulunamıyordu Deniz’de.
Dava biraz daha sürse, asteğmenden Deniz Kuvvetleri Komutanı yapacaklardı.
Gazeteciler de bu kullanışlı suçlamaya her dönem maruz kaldılar.
Gençler hatırlamaz, bugün arkasından ağıt yaktıkları Uğur Mumcu’ya da “MİT Ajanı” derlerdi sağlığında.
Ama hiçbir dönem FETÖ dönemi kadar ajanlıkla suçlanan olmadı.
FETÖ’nün en büyük silahı idi.
FETÖ’cü değilsen ajandın.
Neyse ki, alçakça bir darbeye kalkıştılar da bu saçmalıkların sonu geldi artık diye düşünmeye başladık.
Gelmemiş anlaşılan.
Yine başladı ajanlık suçlamaları.
İki gazeteci bu suçlama ile tutuklandı.
Kimseyi peşin peşin savunacak halim yok.
Bekliyoruz.
Bakalım tutuklamaya karar verenler bu gazetecilerin kimin için ajanlık yaptığını elde ettikleri bilgileri kime verdiklerini iddianameye koyabilecekler mi?
Yoksa “Ajandır ajan” diye FETÖ’vari bir yargılama mı olacak.