Timsah kınamaları
Anası tarafından doğrulmadığına, hayata bir hela taşı üzerinde başladığına emin olduğum birisi Selahattin Demirtaş’ın eşine yönelik akılalmaz cümleler kurmuş.
Hiç şaşırmadım.
Bizim gibi gazeteciler de bazen sosyal medyada, bazen de doğrudan mail yoluyla benzer hakaretlere maruz kalıyoruz.
Türkiye’de sayıları giderek artan böyle bir kitle var ne yazık ki!
Genelde umursamıyorum.
Çok uzatırlarsa mahkemeye veriyorum.
Emniyet sağ olsun hemen buluyor bunları.
Mahkemeye gelince ağlayıp zırlıyorlar.
Bu tiplere yapacak bir şey yok.
İkiyüzlüce olan ise şu:
Pek çok kişi Başak Demirtaş’a yönelik bu terbiyesiz saldırıyı “kınama yarışına” girdi.
Kabul edilemezmiş, büyük ayıpmış, kınıyorlarmış.
İşte buna “timsah kınaması” diyebiliriz.
Çünkü yukarıda bahsettiğim bu küfürbaz tipleri besleyip büyüten, onlara abilik yapan, onlara örnek olan, onlara gaz veren, onları ağırlayan, onları adam yerine koyup palazlanmalarını sağlayıp sonra da “Kınıyoruz” demek büyük bir ikiyüzlülüktür.
Aynı fikirde olmadığın insanlara hakaret etmeyi, onları düşmanlaştırmayı normalleştireceksin.
Sonra da bu “normale” uyanları kınayacaksın.
Yersen.
Yemezsen gargara.