Taksi plakası esnafın hakkıdır, plaka ağasının değil
Taksiciler, 5000 yeni taksiyi belediye hizmeti olarak yollara çıkaracağını söyleyen İstanbul Belediyesi’ne tepki gösteriyor.
“Hakkımızı gasp edemezsiniz” diyor ve gerekirse İstanbul’u bloke edeceklerini söylüyorlar.
Çünkü belediye böyle bir hamle yaparsa, plakalarının değeri düşecekmiş!
İyi de, uzun yıllar önce getirilen taksi plakası kısıtlamasının nedeni, plakaların uçuk değerler kazanarak karaborsada el değiştirmesi değildi ki!
O düzenlemenin amacı, rızkını taksi ve dolmuş şoförlüğünden kazanan esnafın rızkını garanti altına almaktı.
Bugün yollarda dolaşan taksilerin kaçının direksiyonunda, en azından günün bir vardiyasında plaka sahibi oturuyor sizce?
Bindiğim her takside soruyorum, “Plaka senin mi?” diye.
“Yok abi, nerdeee, kiralık” diyor yüzde 90’dan fazlası.
İllegal bir plaka borsası oluşmuş, kafalarına göre fiyat indirip çıkarıyorlar, kafalarına göre günlük yevmiye belirliyorlar.
Geçen yıl “Taksi tarifeleri çok düşük” dedim.
Cüzi bir zam yapıldı. Şoförlerin günlük araç kirasına aynı gün zam yaptı plaka sahipleri.
Gerçek esnafın cebine tek kuruş girmedi.
Sonra hak hukuk.
Hangi hak, hangi hukuk!
Eşkıya kılıklı şoföre araç kirala, üç kuruş daha fazla alacağım diye, kira yüksek diye araçlar yenilenemesin, kırık dökük taksi ile yolculuk yaptır millete, sonra bir de belediyeyi tehdit et.
Belediye, kendi plakasını kendi kullanan taksicinin hakkını elbette korumalı ama zaten onun plakanın günlük değeri ile bir alakası yok.
O parasını plakadan değil, çalışmaktan kazanıyor.
Diğerlerinin ise zaten bir hakkı hukuku yok.
Benim belediye ihale yapsın, kendi işletmemeli dememin nedeni ise çok basit.
Kaliteli hizmet ancak böyle verilir.
Çöp toplama, asfalt dökme işini bile ihale eden belediyenin taksi işletme arzusunu anlamıyorum.
Koy standartları, koy kuralları ve ihale et.
Sen de denetle diyorum.
Çok mu zor!