Kendimi bildim bileli “Açılsın, açılmasın” diye konuşulurdu.
Tüm muhafazakar iktidarların yıllardır arzusuydu Ayasofya’yı ibadete açmak.
18 yılın sonunda AK Parti iktidarına nasip oldu.
Murat Bardakçı dostum yazmış zaten “1930’lu senelerden beri muhafazakar camianın iki büyük hasreti vardı. Biri ezanın Arapça okunması, diğeri Ayasofya’nın ibadete açılması” diye.
Aslında Murat’ın da bildiği gibi “muhafazakar” dediği camianın iki değil 3 mefkuresi vardı.
“Yeni muhafazakarları” kastetmiyorum.
Cumhuriyet kurulduğu günden beri karşı çıkan örgütlü muhafazakar camia üç şeyi hasretle beklerdi.
Murat ikisini yazmış.
Üçüncüyü yazmamayı tercih etmiş anlaşılan.
Şimdi Murat’ın yazmadığı üçüncü mefkureyi ben yazarsam ayıp olur.
Büyük bilim adamı deliliği aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek olarak tarif etmişti.
Danıştayımız büyük fizikçiyi yanılttı.
Ayasofya ile ilgili aynı başvuruyu defalarca yapıp, her seferinde ret kararı alınmış olması Einstein’ı haklı çıkaracak gibi olmuşken, bir anda büyük bilimsel teori yerle bir oldu.
Çünkü aynı başvuru, tüm gerekçeler ve başvuruyu yapan bile aynı iken bu kez kabul edildi.
Bilimsel bir teorinin çökmesi için bir kez bile yanlışlanması yeterlidir.
Einstein bitmiştir.
Teorisinin siyah kuğusu Türk Danıştay’ından çıkmıştır.
Murat Bardakçı dostum, Ayasofya ile ilgili uzun müddettir yazdığı tüm yazılarda “kılıç hakkı” meselesini öne çıkarır.
Haklıdır da.
Ayasofya, Türkiye’nin toprakları içindedir, bize Osmanlı’dan kalmıştır ve Osmanlı tarafından camiye çevrilmiş, 481 yıl cami olarak hizmet etmiştir.
Kiliseden çevrilmiş de olsa, İstanbul’daki en eski İslam mabedidir.
Ancak yine de “kılıç hakkı” söylemine fazlaca sarılmamak gerekir.
Çünkü yarın öbür gün İsrail devleti de aynı gerekçe ile ülke toprakları içinde bulunan tüm Müslüman ibadethanelerini “Biz buraları savaşarak aldık. Bu da bizim kılıç hakkımız” diyerek kapatmaya kalkışabilir.
O yüzden kılıç hakkı demektense, “Burası zaten 481 sene cami idi kardeşim” demek daha doğru bir gerekçe olabilir.
“Ama orijinali kiliseydi” diyenlere de Kurtuba Camii’nin İspanyollarca katedrale çevrilmesini örnek gösterebiliriz.
Ayasofya’dan yaklaşık 150 yıl sonra inşa edilmiş olan bu camii de yapımından 500 yıl sonra Endülüs Emevi Devleti’ni yıkan İspanyollar tarafından katedrale çevrilmişti.
Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.