Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Aklı başında hiç kimse ciddiye almıyor olsa da, iktidarı destekleyen medyanın saltanat kayığında “Mikser” ya da “Blender” fonksiyonlu yazarlar, fonksiyonlarına uygun yazılar ile hala şanslarını denemekte ısrar ediyorlar.

        Bunlardan biri dün her zamanki derin ve manasız analizlerinden birini yazmış.

        Bunlardan sürekli tutmayan tahminler ve var olmayan kaynaklara dayalı iddialar ileri sürdüğü için epeyce bir süredir okumayı bıraktığım bir tanesi CHP içinden derin kulis bilgileri aktarmış.

        Aktardığı kulis şöyle:

        “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı yapmayı düşünmüyormuş. Çünkü Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olursa CHP Genel Başkanı da olurmuş, bu da Kemal Kılıçdaroğlu’nun işine gelmiyormuş.”

        Başından sonuna palavra kokan bir analiz.

        CHP ile ilgili böyle geyikler yapılmamıştır diyemem.

        Birileri konuşur, anlatır böyle şeyler ama bunun ne ciddiyeti ne resmiyeti vardır, var ise eğer böyle bir muhabbet...

        Ve zaten bunu yazan da bunu bilmeyecek kadar salak olamaz.

        Yahu, Cumhurbaşkanlığı seçimine 3 sene var.

        3 koca sene.

        1095 gün.

        26 bin 280 saat.

        Siyasette 1 günün bile çok uzun zaman sayıldığı bir ülkede yaşadığımız aşikarken...

        O güne Kılıçdaroğlu hala genel başkan mı olur bilinmezken...

        REKLAM

        Ekrem İmamoğlu’nun bugünkü popülaritesini o gün hala koruyup koruyamadığı ya da arttırıp arttıramadığı şimdiden hesaplanamazken...

        CHP’nin bugün konuşacağı çok daha acil dertleri, sorunları ve İnce işleri varken...

        Genel Başkanının şimdiden kalkıp “Ekrem mi olsun, Mansur mu, yoksa hiçbiri mi?” diye şimdiden başına dert açmaya çalıştığını düşünüp yazmak eğer gerçekten ciddi ciddi yazıldıysa yazan adına trajedi...

        Yok sırf muhalefeti karıştırarak iktidara yaranalım düşüncesi ile kaleme alındıysa yaltaklanılan iktidarı bile kahkahadan kıracak düzeyde bir komedidir...

        Okuru salak yerine koymaya ise hiç girmiyorum.

        Çünkü zaten ortada okur mokur da pek yok...

        Hele hele ciddiye alır hiç yok.

        Olay TV muamması

        Olay TV muamması
        0:00 / 0:00

        Birkaç gündür Olay TV’nin sahibi kim diye konuşuyor herkes.

        Mevzu önce “İmamoğlu TV almış. Başına belediyeden Süleyman Sarılar’ı getirmiş, kendi medyasını kuruyormuş. Fatih Portakal da oraya geçecekmiş” diye başladı.

        İnandırıcıydı.

        Süleyman Sarılar’ın başına geçmesi, sert muhaliflerden Nevşin Mengü’nün transferi falan senaryoyu makul kılıyordu.

        Sonra Kabataş yalancılarından biri “Cavit Çağlar ile konuştum” diye devreye girdi.

        Cavit Çağlar kendisine “Evet sattım Olay TV’yi” demişti.

        Aradan bir süre geçti.

        Kabataş yalancısı bu kez kendi haberini yalanladı:

        “Cavit Çağlar’la bir daha konuştum. Meğerse satmamış. Beni kandırmış. Olay TV hala Cavit Çağlar’ın” diye yazdı.

        Haydaaaa!

        Tam bir kafa karışıklığı.

        Tabii Çağlar’ın kendisini niye kandırdığını, niye İmamoğlu’nun ekibinden Süleyman Sarılar’ın TV’nin başına getirildiğini, Cavit Çağlar’ın mevcut iktidarı desteklediği çok açık ortadayken ve Çağlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı her fırsatta överken sert muhalif Nevşin Mengü’nün niye Olay TV’ye alındığını falan da sormamıştı Kabataş palavracısı.

        Daha önce Kabataş konusunda nasıl kandırıldıysa, bu kez de Olay TV konusunda kandırılmıştı.

        Belli ki kandırılmak kendisinde bir hobi haline gelmişti ama en azından bu sefer kandıranın kimliği belliydi.

        Cavit Abisi şaka yapmıştı kendisine.

        Ama Cavit Bey’i 30 yıldır tanıyan, muhabbeti olan biri olarak muhalif bir televizyon kurma ihtimalini sıfırın altında görüyorum.

        Orada Çağlar varsa Nevşin Mengü olmaz, Nevşin Nengü varsa Çağlar olmaz!

        İkisi de varsa bu işte bir iş vardır!

        Hakiki

        Hakiki
        0:00 / 0:00

        Geçen gün birileri bana nazire yaparcasına “Hakiki şeyh nasıl olur” diye anlatmış.

        O mevzuları o daha iyi bilir.

        Çünkü benim hayatta şeyhim olmadı.

        Şeyh meyh görmedim.

        Allah da göstermesin.

        Bana sorarsanız gerçek Müslüman da görmemeli.

        Hep “Asr-ı saadet”ten bahsedip o günü arayanlar da böyle düşünmeli bence.

        O dönemde de şeyh de yoktu, tarikat da!

        Neyse.

        Bu arkadaşa şeyhleri öğretecek halim yok.

        Kendisinden ricam şu.

        Hakiki şeyhleri anlattığı ve özelliklerini sıraladığı gibi, bir de “Hakiki gazetecileri” de bir anlatsa.

        Bakalım hakiki şeyhlerin özelliklerini bildiği kadar hakiki gazetecilerin özelliklerini de biliyor mu?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Çakmasını almaktansa hiç almamayı tercih ettiğimiz zaman.

        Diğer Yazılar