Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        “Çin virüsü” dediği corona virüse bağlı COVİD 19 hastalığını pek de ciddiye almadığını başından beri her fırsatta açıklayan ve bu yaklaşımı yüzünden 200 bini aşkın Amerikalının ölümüne neden olan Başkan Donald Trump’ın COVİD 19’a yakalanması sonrası merak edilen konuların başında Başkan’a nasıl bir tedavi uygulanacağı geliyordu.

        Önce Beyaz Saray’da karantinaya gireceğini açıklayan Başkan Trump daha sonra doktorların tavsiyesi üzerine hastaneye kaldırıldı.

        Walter Reed Askeri Hastanesi’ne.

        Tedavisi ise “Başkanlık doktoru” olarak atanan Askeri Doktor Sean P. Conley tarafından yürütülüyor.

        Peki Başkan Trump’a hastanede nasıl bir tedavi uygulanıyor?

        Ya da bir başka deyişle, bu “En VIP” hastaya uygulanan “En First Tedavi” ne?

        Baştan söyleyeyim, Başkan Trump’ın daha önce “İşe yarıyormuş” dediği “Hidroksiklorokin” etken maddeli ilaç Başkan’ın tedavi protokolünde yer almıyor.

        Başkan Trump’a ilk gün uygulanan tedavi ve ilaçlar ise şöyle:

        PCR testinin pozitif çıkmasının ardından ilk önlem olarak Başkan Trump’a 8 gramlık bir doz olarak Regeneron Polyclonal Antikor kokteyli damardan uygulanmış.

        Polyclonal antikorlara ilaveten Başkan’a Çinko, D vitamini, Famotidine, Melatonin ve günlük aspirin verilmiş.

        İlk gün tedavisi sonrası Başkan’ın hayli yorgun ama keyfinin yerinde olduğu söyleniyor.

        Eşi Melania Trump’ın ise şiddetli bir baş ağrısı ve orta yoğunlukta bir öksürük dışında bir şikayeti yokmuş.

        Ailenin diğer üyelerine yapılan testlerde ise Sars-CoV2 virüsüne rastlanmamış.

        Köprüden geçirdiler

        Salgının başlangıç döneminde millet evine kapanır ve sonrasında mecburen kapatılır ve sokağa çıkma yasakları ve şehirlerarası yolculukları kısıtlama getirilirken şunu sordum:

        “Salgın bir mücbir sebep olarak gösterilip, bu yol ve köprülere yapılacak olan ödemeler ertelenecek mi?”

        Tabii ki bir yanıt alamamıştım.

        Yanıt dün geldi.

        Sadece Osmangazi Köprüsü’nün ilk 6 aylık garanti farkı için 1 milyar 750 milyon TL ödendi müteahhit işletmecilere.

        Madem herkes eski para karşılığını da söylüyor benim neyim eksik, “Eski para ile 1 katrilyon 750 trilyon TL” ödeme yapılmış oldu. 6 ay için.

        Bir önceki yılın yani 2019’un aynı dönemi ödenen paradan yaklaşık 350 milyon TL daha fazla. Eski para ile 350 trilyon daha fazla.

        Daha bir altı aylık ödeme var. O da 2021 Mart’ında ödenecek.

        O da üç aşağı beş yukarı buna yakın, belki biraz altında olur.

        Yani yıllık 3.5 milyar, eski para ile 3.5 katrilyon.

        Anlaşılan ilaca para yok ama köprüye para çok.

        Yol mu maden mi?

        Türkiye’de ne zaman bir maden ruhsatı verilse çevreciler ayağa kalkıyor.

        Şu kadar ağaç kesilecek, şu kadar orman arazisi şöyle yapılacak, bu kadar toprak bilmem ne olacak diye.

        Sakın yanlış anlamayın, haksızlar demiyorum.

        İtirazlarının büyük bölümünde haklılık payı büyük.

        Ormanlık alanlardaki maden alanları, çevreye ciddi bir zarar veriyor.

        Tersini iddia etmek mümkün değil zaten.

        Ancak çevrecilere bir şey hatırlatmak isterim.

        Çevreye maden alanlarından daha fazla zarar veren bir şey var ise o da “yollar.”

        Sadece kapladıkları alan, tarım arazilerinden geçiyor olmaları, yapılmaları için ağaç kesildiği için falan değil.

        Bu yolların yapımında kullanılan mıcırı çıkarmak için yapılan tahribat asıl geri dönülmez bir zarar veren.

        Genelde konuşulanlar altın madenleri gibi madenler olsa da asıl felaket bu mıcır ve kum ocaklarının yaptığı zarar.

        Yeni yapılan otoyolları kullanıyorsanız şöyle bir çevrenize bakın.

        Dağlar, tepeler nasıl yok edilmiş, bu dağlar ve tepelerdeki ormanlar nasıl bitirilmiş ve doğanın içine her birkaç kilometrede bir asla onarılmayacak çürük diş gibi oyuklar nasıl yapılmış.

        Aynı felaketi İstanbul Havalimanı çevresinde de görebilirsiniz.

        Kim bilir belki de birkaç 10 yıl sonra bu kadar fazlasına gerek olmayacak yollar için, doğaya bu denli zarar vermek gerekli mi?

        Ve madenlere büyük bir iştahla itiraz eden çevreci gruplar asıl bunlara niye yeterince itiraz etmezler!

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Vicdanı olmayanlara vicdanının sesini dinlemesini önermenin manasız olduğunu anladığımız zaman.

        Diğer Yazılar