Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Garip bir tavır var bazılarında.

        En küçük eleştiri ya da uyarı aşırı bir reaksiyonla karşılanıyor.

        Mesela dün.

        Covid-19 sayıları ve alınan önlemlerle ilgili birkaç eleştiri yapıp, grip ve zatürre aşıları ile ilgili halktan gelen tepkileri yazdım ya, aman aman aman aman; bir küfür, bir kıyamet.

        Gerek sosyal medyada, gerekse doğrudan mail yolu ile.

        Ne Batı ajanlığım kaldı ne Türkiye düşmanlığım.

        Bir azınlığın dölü olmakla suçlayan ırkçı hakaretler de cabası.

        İftira atıyormuşum, karalıyormuşum, başarıyı hazmedemiyormuşum.

        En ağırıma giden ise “Yalan yazıyorsun. O şikayetler yok” diyenler oldu.

        Var hanımlar beyler var.

        O şikayetlerin fazlası var.

        Dün bir yerde oturuyorum eşimle.

        Bir hanımefendi geldi yanımıza. Yüzünde maskesi ile.

        İstanbul’un en büyük eczanelerinden birinin sahibi imiş.

        “Fatih Bey, yakında eczanelerde olaylar çıkacak. Herkes aşı peşinde. Risk grubunda olduğunu kendisine yıllardır verdiğimiz ilaçlardan bildiğimiz hastalarımıza bile sistem risk grubu değilsiniz diyerek grip aşısı ve zatürre aşısı vermiyor. İsimlerini vermeyeyim ama sizin de tanıdığınız pek çok yaşını başını almış, bypass’lı, kanser tedavisi gören işadamı arayıp soruyor hepsine ret yanıtı veriyoruz. Sorun çok büyük” diye dert yandı.

        Sade onlar mı, dün mail kutum dolup taştı.

        REKLAM

        “Fatih Bey merhaba,

        Benim kardeşim 24 yaşında devlet memuru kalp hastalığı var, askere almadılar. %55 engelli raporu var. Şu an kalp pili öneriliyor. Ama kardeşimin raporu e-nabızda gözükmüyor bu yüzden idari izinli sayılmıyor ve tabii ki risk grubunda değilmiş. Peki kim risk grubunda?” diye soran mı ararsınız, ya da;

        “Grip aşısı ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı'nın belirlemiş olduğu kriterler konusunda şikayetçiyim.

        Bu konu ile CİMER üzerinden Sağlık Bakanlığı'na da bildirim yaptım.

        Babam mayıs ayında nefes darlığı şikayeti ile acil olarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne kaldırıldı.

        3 gün entübe edildi. Yoğun bakımda, 35 gün serviste kaldı.

        4. evre Koah hastası.

        75 yaşında.

        Evde SGK'nın verdiği hava makinasını kullanıyor.

        5 tane stent takılı. Kalp krizi geçirdi.

        Fakat risk grubunda olmadığı için grip aşısı olamıyor.

        Ne kadar mantıklı değil mi?

        Risk grubundan olması için ne gerekiyor acaba? Kalp nakli? Böbrek nakli falan mı?” diye haykıran mı?

        Ya da “Oğlum 9 yaşında, Astım hastası. Hava kullanıyor.

        Doktor zatürre aşısı verdi Pnomovax 23 ve grip aşısı önerdi.

        Fakat ne Pnomovax 23 var ne kriterlere göre grip aşısı olabiliyor.

        Nasıl bir sağlık sistemimiz var kime nereye bilgi vereceğiz lütfen yardım edin, en azından sesimizi duyurun.” diye çaresizliğini haykıran mı?

        Bunlara da “Yalan” diyerek saldıracak olanlara tek bir sözüm olacak.

        “Umarım en sevdiklerinizi kaybetmek üzere olduğunuz anda bu yazılanları hatırlamak zorunda kalırsınız”

        İnşallah…

        Beddua mı ediyorum?

        Evet.

        Çünkü hak ediyorsunuz.

        Tüm İstanbul hastanelik olacak

        Tüm İstanbul hastanelik olacak
        0:00 / 0:00

        İstanbul’da Covid-19’un yeniden büyük ve hızlı bir yükselişe geçmesi nedeniyle bir toplantı yapıldı.

        Büyükşehir Belediye Başkanı hariç tüm yetkililerle.

        Seçilmişleri atanmışlara ezdirmeme iddiası ile 18 yıl önce yola çıkan bir iktidarın artık atanmışlarla yürüyor olması ironik deyip geçmek mümkün değil.

        Çünkü İstanbul giderek bir felakete sürükleniyor.

        Allah aşkına İstanbul’da bir gün sokağa çıkın ve gezin. (Tabii maskenizi takarak.)

        Yemin ediyorum sanki corona diye bir şey yok ve hiç olmadı gibi bir hal var.

        Sokaklarda maske takanların oranı yüzde 50-60.

        Bütün restoran, kafe, lokanta, her yer ama her yer lebaleb dolu.

        Sosyal mesafe falan diye bir şey söz konusu değil.

        Yemin ederim sanki salgın diye bir şey yok gibi.

        Yıllardır nasıl ise aynen öyle devam.

        Bazı yerlerin girişinde yalandan bir ateş ölçümü o kadar!

        Bunun dışında ne bir denetim ne bir önlem ne bir kontrol.

        Salgın öncesi bahçesinde 10 masa olan bir lokanta yoğunluktan masa sayısını 12’ye çıkarmış. Sığdırabilse daha da arttıracak.

        Bakın yemin ediyorum sıfır önlem, sıfır kontrol.

        Sonra da “İstanbul’daki vaka sayısı tüm vakaların yüzde 40’ı oldu”.

        Bu kafa ile tüm İstanbul hastanelik olursa hiç şaşırmam.

        Tek başına

        Tek başına
        0:00 / 0:00

        Ümit Özdağ’ın partisinin İstanbul İl Başkanı ile ilgili suçlamaları Pazartesi’den beri konuşuluyor.

        Aynı saatlerde program yaptığım için suçlamaları duyunca o sırada konuğum olan İYİ Parti milletvekili Ahad Andican’a “Ne diyorsunuz bu suçlamalar için” diye sormuştum. Yanıtı “Ümit Özdağ halt etmiş” olmuştu.

        Ümit Özdağ’ın ne ettiğini bilemem.

        Söyledikleri doğru mu yanlış mı, onu da bilemem ya da emin olamam.

        Çünkü artık FETÖ’cülük kriterleri çok karışık.

        Bank Asya’ya para yatıranın FETÖ’cü olup, Bank Asya’da yıllarca üst düzey yöneticilik yapanın bürokraside en tepelere çıkarıldığı bir ülkede bu konuda bir şey söylemem mümkün değil.

        Ama emin olduğum bir şey varsa o da Ümit Özdağ’ın bunları söylemek üzere söz konusu televizyon programına çıkarıldığıdır.

        Niye mi?

        Bakın bakalım Ümit Özdağ söz konusu televizyonda son yıllarda kaç kez “tek başına” o televizyonun en önemli programına çıkarılmış.

        Kaç kez o programın ya da bir başka programın sunucusu Özdağ’ı ya da başka bir İYİ Partili’yi “tek başına” karşısına alıp uzun uzun konuşturmuş.

        İçerik ise ayrı konu.

        Benim işim değil.

        Yargının konusu.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Devekuşu taktiği ile ülke yönetilemeyeceğini anladığımız zaman.

        Diğer Yazılar