Devlet-Millet el ele hep beraber ölüme
Dün devlet hangi binanın yıkılacağını biliyor diye yazdım.
Bazı okurlar haklı olarak “Peki vatandaşın hiç mi suçu yok” diye itiraz ettiler.
Olmaz mı!
Suçun büyüğü vatandaşta elbette.
3 metrekare daha fazla pay alacağım diye çoluğunu, çocuğunu kendini çürük binada oturmaya mahkum edip, kentsel dönüşüme sokmayan açgözlü vatandaş da suçlu...
Sağlam yapılmış binanın kolonlarını kesip iş yerini genişleten öküz de suçlu.
Üç kuruş fazla kazanmak için malzemeden çalan müteahhit de suçlu.
Projeyi mühendise çizdirmeyen de suçlu.
Çizmediği projenin altına imza atan mühendis de suçlu.
Suçlu çok.
Ama devlet niye var!
Denetlesin diye.
Millet suç işleyemesin diye.
İşlerse de iyi kötü bir ceza alsın diye.
Tabancayı çekip birini öldürürseniz devlet ne yapıyor?
Sizi yakalıyor, yargılıyor, hapse atıyor.
Ayrıca da insan öldürmekte kullanılacak silahları ruhsata bağlıyor, herkese vermiyor.
Her türlü suçu önlemek için önlem alıyor, denetliyor, önlemler işe yaramaz ise ceza sistemini devreye sokuyor.
Peki burada ne yapıyor?
Genelde hiçbir şey.
Depremi bekliyor.
İnşaat usulüne uygun yapılmamış!
Peki denetleyen kim?
Kolon kesilmiş!
Denetleyen kim?
Üç metrekare fazla için çürük ev dönüşüme sokulmamış!
Yasal düzenlemeyi üç oy korkusuyla yapamayan kim?
Yıkılacak binaları bildiği halde adım atmayan kim?
Devlet!
Deprem ülkesinde sürekli imar barışları çıkaran kim?
Devlet!
Parlamentosuyla, merkezi hükümetiyle, belediyeleri ile.
Ve tabii milleti ile.
Elbirliği ile.
İşbirliği ile.