Dün genç bir hekimin bana yolladığı okur mektubunu köşemde yayınladım.
Genç hekim, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’nın Cerrahpaşa’daki kampüsünün deprem riski taşıdığının açıkça bilinmesine rağmen niye bir türlü yenilenemediğini, geçici binalardan başka niye hiçbir kalıcı binanın bitirilemediğini soruyor ve “Bir deprem olursa burası nasıl halka hizmet edecek” diye kaygılarını dile getiriyordu.
Köşemdeki mektubu okuyan İÜ-Cerrahpaşa Rektörü Profesör Dr. Nuri Aydın hemen aradı.
“Sadece Cerrahpaşa değil, Avcılar Kampüsümüzde de deprem riski taşıyan binalarımız var. Yani neredeyse tüm kampüslerimiz deprem sorunlu. Öyle ki, geçen sene 26 Eylül’de meydana gelen depremde bile pek çok binamız hasar raporu aldı” dedikten sonra anlattı: “Cerrahpaşa Tıp Fakültesi uzun zamandır risk altında olduğu bilinen ve bu yüzden de yenilenmesi gereken bir yerdi. Eski rektörümüz Sayın Söylet zamanında bir proje yapıldı. Bize uzun yıllar yetecek ve yer altına doğru 5 kat inilerek gerçekleştirilecek bir projeydi.
Proje hazır.
17 GEÇİCİ METAL BİNADA HİZMET VERİLİYOR
Genç meslektaşımızın da söylediği gibi geçici binalara taşıdık ama kalıcı olanları yapamadık. 17 adet geçici tek veya çok katlı metal prefabrik binaya yaptık üst Cerrahpaşa denilen yolun üzerindeki yaklaşık bölgemize. Yaklaşık 100 bin metrekare kapalı alanı yıkarak.
Güçlendirilmemiş üç alan vardı.
Ocak ayında güçlendirme inşaatı başladı.
Ancak projeyi gerçekleştirmek için önümüzde çok ciddi bir süreç var.
Sur içinde inşaat yapıyoruz ve 5 kat yeraltında.
ÖNCE ARKEOLOGLAR ÇALIŞACAK
Bunun için öncelikle arkeolojik araştırma gerekiyor.
Bunun 1. aşaması tamamlandı.
Ama asıl önemli olan 2. aşama. Şimdi o ilerliyor.
Arazi geniş, derinlik fazla.
Arkeologlar burada 5 metreye 5 metre çukurlar açıyorlar.
Elle kazarak. Ve çıkardıkları tüm toprağı eleyerek. Çünkü burası arkeoloji için bir laboratuvar. Altında eski Bizans kalıntıları olduğu söyleniyor.
Bu uzun sürecek bir iş ve bu iş bitmeden biz inşaatı başlatamıyoruz.
Bu işe daha önce başlanabilirdi. Geç kalındı ama başlandı sonunda ama uzun sürecek, belli.
Bu arada bizim tarihi yapılarımız da var. Onları yıkamazdık.
ATATÜRK’ÜN GİRDİĞİ BİNA RESTORE EDİLDİ
Onları restore ettik.
Öncelikle Atatürk’ün Cerrahpaşa’yı ziyaretinde içeriği girdiği ve sonra da oturup dinlendiği bir binamız var. Bu binayı restore ettik.
Tarihi binalarımızdaki bu restorasyonlar ve güçlendirmeler hemen hemen tamamlandı.
Sağlık Bakanlığı Samatya Hastanesi’nin tapusunu talebimiz üzerine bize vermişti. Genişleme ve yenilenme projemizin bir parçasıydı.
Ancak COVİD sırasında bu hastaneyi de çok yoğun kullanıyor Bakanlık.
Orayı da yıkıp projeye dahil edecektik. O da gecikti şu an için.
Avcılar’da da yenilenmeler sürüyor. Veterinerlik Fakültemiz Türkiye’nin en büyüğü ve hayvan hastanemiz kapasite olarak eşsiz.
Bu kampüsteki binalar 80’lerde çok yavaş yapılmış ve bu yüzden çatısız kaldığı dönemlerde çok olumsuz etkilenmiş.
Buraları TOKİ yapıyor ve hızla ilerliyor.
Salgın nedeniyle okullar kapalı olunca daha hızlı inşaat yapabildik” diyerek durumu anlattı.
COVİD’DE BÜYÜK ARTIŞ VAR
Ben de kapatmadan önce COVİD’deki son durumu sordum.
“Tıp Fakültesi dekanımız sık sık sizin programa gelerek bilgi paylaşıyor zaten ama ben de şunu söyleyeyim, COVİD 19 vakalarında büyük ama çok büyük artış var. Bir her hafta Tıp Fakültemizle bu konuda bir toplantı yapıyoruz. Sayılar çok hızla yükseliyor. Biz ilkbaharda çok yük almıştık. Şimdi yine buna hazırlanıyoruz. Ameliyathanelerimizin bir bölümünü kapayıp buraları yoğun bakıma çeviriyoruz ve bazı servisleri yine salgın servisi yapmaya başladık.”