Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Görülen Donald Trump kazandı.

        ABD’nin anlı şanlı anket şirketleri ve medyası Biden’ı 10 puana yakın farklarla önde gösteriyordu.

        Ama sandıktan tam tersi çıktı.

        ABD’deki Araştırma şirketlerinin artık kapılarına kilit vurması gereken zaman.

        İki seçimdir ağır yanılıyorlar.

        Keza Brexit’de de fena yanıldılar.

        Artık internet ve sosyal medya toplumunda anket şirketlerinin ve geleneksel medyanın gücünün ve etkisinin kalmadığını söylemek mümkün.

        2016’daki ABD seçimleri öncesi Trump’ın kazanacağını öngören az sayıda kişiden biriydim.

        Seçim sonrası ise “Gelecek seçimi de alır. Sonrasında da sağlığı el verirse 3. Dönem için bastırır. Onu da başarabilir” yorumunu yapmıştım.

        Bir kaç gün öncesine kadar da Trump’ın yine kazanacağını düşünüyordum.

        Çünkü geleneksel siyasetin ya da “Müesses nizamın” düzeni bozabileceği düşüncesiyle sistem dışında tutmaya çalıştığı ve siyasetteki etkisini azaltmayı amaçladığı kitleler yeni medya ve internet çağında artık siyasette etken olabiliyor.

        “Demokrasi” adı altında oluşturulan “Meritokrasiler” ya da “Elitokrasiler” artık “Nizamdan” rahatsız olanların farklı örgütlenmelerle güç sahibi olabildikleri bir “Demokrasiye” evrildiler.

        Siyasetin etkin tabanı genişledi.

        Karar vericilik tekeli kırıldı.

        Yeni dönemde belli ki medyayı ve zihinleri kontrol ettiğini düşünen “Müesses nizam” sahipleri artık eskisi kadar rahat olmayacaklar.

        Köprülere yüzde 100 zam gelmiş ama gizlice

        Köprülere yüzde 100 zam gelmiş ama gizlice
        0:00 / 0:00

        Bir kaç hafta önce bu köşede bir okur mektubu yayınladım.

        Okur diyordu ki, “HGS hesabımı incelerken gördüm ki, boğaz köprülerinde tek yönde alınması gereken ücret her iki yönde de alınmış. Bu durumu şikayet etmek için aradığım Karayolları ‘Eğer dönüşünüz aynı gün gerçekleşmemişse Asya-Avrupa geçişine de ücret tahakkuk ettiriyoruz’ yanıtını verdi. Bu nasıl olabilir?”

        Bunun üzerine Karayolları bir açıklama yaparak böyle bir durumun olmadığı, tek yönde ücret alındığını söyledi.

        Biz de “Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin neredeyse 100 yıllık kurumu. Yalan söyleyecek değil ya!” diye düşündük.

        Meğer söylermiş.

        Devlet öyle bir hale gelmiş ki, vatandaşını kazıklayıp, kandırıp üzerine bir de yalan söyler durumu düşürülmüş.

        Bakın ekteki bir HGS dökümü.

        Bir hekime ait.

        Avrupa yakasında bir hastanede çalışıp, Anadolu yakasında oturan bir hekime ait.

        Genelde her gün bir kez Asya’dan Avrupa’ya geçiyor, bir kez Avrupa’dan Asya’ya.

        Bakın dökümlerine.

        Her iki geçiş de ayrı ayrı ücretlendirilmiş.

        Yani devlet açıkladığının, söylediğinin aksine.

        Yıllardır tek yönde ücret aldığı boğazdaki iki köprüde de çift yönde ücret almaya başlamış.

        REKLAM

        Kimseye duyurmadan, kimseye söylemeden.

        Gizlice yüzde 100 zam yapmış yani.

        Şimdi yine yalanlamaya kalkışacaktır bunu TCK.

        Sehven falan diyecektir muhtemelen.

        Çünkü en moda kelime o.

        Demek ki Asya’dan Avrupa girişine bir süre önce koyulan HGS/OGS dedektörleri boşuna konmamış.

        Meğer vatandaşa geçirmeye hazırlanıyorlarmış.

        Ama gizlice.

        Kadına kızmayın, destekleyenlere kızın

        Kadına kızmayın, destekleyenlere kızın
        0:00 / 0:00

        Türkiye’de deprem oluyor, yüzlerce insanımız enkaz altında kalıyor.

        Pek çok can kabı olduğu belli.

        Memlekette bir nebze vicdanı olan herkeste derin bir üzüntü.

        Herkesin gözleri dolu.

        Herkes en azından bir kaç iyi bir haber bekliyor.

        Sosyal medyada genelde sadece üzüntü mesajları paylaşılıyor.

        Bir kaç şerefsizin depremi dini imana bağlayan mesajları dışında büyük bir duygu ortaklığı hakim ülkeye.

        Ve çok takipcili bir ünlü, aynı güne denk gelen “Cadılar bayramı” kutlamalarının şenlikli fotoğraflarını paylaşmaya başlıyor.

        Türkiye’de ne olduğu umurunda değil belli ki!

        Ülkesiyle empati kuramadığı görülüyor bu kişinin ve ilk vukuatı da değil.

        O kişi hayatımıza Acun Ilıcalı giren kadın.

        Amerika’nın bilmem neresinde partilemekle meşgul ve buradan fotoğraf paylaşıyor.

        Herkeste büyük bir öfke, büyük bir kızgınlık.

        Herkes kadını eleştiriyor.

        Kadın sosyal medyanın en boş beleş Kim Kardaşyan kadar bile olamamış.

        Kardaşyan dahi belli milli ya da etnik konularda duyarlılık gösteriyor.

        Bu kadında o duyarlılık bile yok.

        Ama emin olun kendisine zerre kızmadım ben.

        Çünkü aksini yapmasını zaten beklemiyordum.

        Benim ona değil ama hala onu takip edenlere kızıyorum daha çok.

        Hele hele bu kadın üzerinden reklam yapanlara kızıyorum.

        Kendilerini böyle bir marka, böyle bir imaj ile nasıl özdeşleştiriyorlar anlamıyorum.

        Ayıp diye bir şey var Yeliz Hanım

        Ayıp diye bir şey var Yeliz Hanım
        0:00 / 0:00

        Siyasi hayatımıza, Recep Tayyip Erdoğan’ın eski “Gönüllü” şoförü kontenjanından giren AK Partili milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı maden işçilerine destek verdiği gerekçesi ile Türkan Şoray’ı hedef aldı.

        Türkan Şoray’a yönelik olarak “Çamuriyetçi, HDPKK’cı, Amerikancı, İsrailci, Emperyalist işbirlikçisi, tantanacı medya sahnesinin son artisti Türkan Şoray” ifadelerini kullandığı bir tweet attı.

        Türkan Hanım Ahmet Hamdi Çamlı’yı ciddiye almış mıdır bilmiyorum.

        Muhtemelen almamıştır.

        Ancak Türkiye’nin en apolitik sanatçılarından birinin, üstelik de 70’li yaşlarında hala saygın ve sevilen bir sanatçının fikrine karşı gösterilen bu tahammülsüzlük çok simgeseldir.

        Ve Yeliz Hanım olarak da tanıdığımız Çamlı’nın hanesine hem siyasi, hem de insani bir ayıp olarak kaydedilmiştir.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ
        0:00 / 0:00

        Zırhlı Mercedes mukimleri, insanların acısı üzerine “Kıyamet antrenmanı” demediği zaman...

        Diğer Yazılar