Tarım da satılır mı?
Türkiye’nin suları nasıl satılır diye soranlara bir müjdem var.
Yakında yepyeni bir soru sormaya başlayabilirsiniz?
“Türkiye’nin tarımı nasıl satılır?” sorusunu.
Şaka yapmıyorum, gülmeyin!
Bir süreden beri Tarım Bakanlığı’nda yürütülen bir çalışma var.
Türk tarımını holdingleştirme çalışması.
İşi bilenler buna “Japon Modeli” diyorlar. Daha doğrusu eski bir Tarım Bakanı bunun Japon modeli olduğunu söylüyor.
Japon modeli derken Japonya’nın kendi isteğiyle, daha iyi olsun diye yaratıp uyguladığı bir sistem değil.
2. Dünya Savaşı sonrası Japonya’ya dayatılan bir sistem.
Bir anlamda “McArthur Sistemi”.
Ülkenin tarımsal üretimini, bu üretimi planlama ve yönlendirme araçlarını ve dış ticaretini uzunca bir süre ABD’nin kontrol etmesini sağlayan bir sistem.
Türkiye’de planlananın en olduğunu tam olarak bilmem mümkün değil çünkü bu çalışmalar oldukça kapalı bir biçimde yürütülüyor ama Türkiye’de de tarımsal üretim, kamunun tarımdaki yatırımları ve kontrol mekanizmaları bir holding çatısı altında birleştirilmek isteniyor.
Bunun adı bile konulmuş: Semerat Holding.
Holdingleşme ile ilgili çalışmalar sızmaya başladığı zaman Tarım Bakanı “Böyle bir şey yok” demiş olsa da var olduğunu herkes biliyor.
Muhtemelen o gün Bakan’a “Türkiye’nin sularını satacak mısınız?” diye sorulsaydı ona da “Yok öyle bir şey” diyecekti.
Yarın da tarımımız satılırsa kimse şaşırmasın.
Yanıt muhtemelen “Amerikalılara satılsa bir şey demeyecektiniz ama” olacaktır.