Türkiye, Beyaz TV sunucularından ibaret değil
Sevgili okurlar, eğer Türkiye ve Dünya ile ilgili biri iseniz, haberleri izliyor, internette dolaşıp olan biteni okuyorsanız, sosyal medyaya arada sırada da olsa bakıp gündemleri ile ilgileniyorsanız, Sağlık Bakanı’nın doktor Celal Şengör’ü görevden almasını isteyen alimlere rastlıyorsanız, cehalete, ırkçılığa, hayvan sevgisizliğine, inançların siyasete alet edilmesine, kadınlara, çocuklara ve bilumum canlıya ve cansıza karşı uygulanan şiddeti görüyorsanız, Dünya’da giderek düşen siyasetçi kalitesini fark ediyorsanız, artan kötülüğün ayırdında iseniz; doğal olarak sizin de pek çoğumuz gibi umutsuz olduğunuzu, karamsar olduğunuzu tahmin edebiliyorum.
Olmayın.
Neden mi?
Aşağıdaki mektubu okuyun ve olmayın.
Bana bunu yazan bir Türk genci.
Geçen hafta Mars’la ilgili bir Teke Tek Bilim programı yaparken bir izleyici sayesinde kendisinden haberdar olduğum bir genç.
Lise 2. Sınıf öğrencisi iken röntgen teknisyenlerinde radyasyonun etkisini azaltacak bir yelek geliştirmek için çalışmış ve radyasyona karşı dayanıklı olduğu bilinen hamamböceklerinin kabuğundan ve bordan yararlanarak radyasyondan koruyucu bir yelek geliştirmiş.
İzleyicim de “Bu ceket geliştirilip Mars’taki kozmik radyasyona karşı kullanılabilir” diyerek bana mail atmış.
Ben de bu gencimizin çalışmaların Mars’ta işe yarayıp yaramayacağını bilmediğimi ve ancak böyle bir arayış içinde olmanın bile çok önemli olduğunu söyleyip, çalışmasından söz ettim.
O genç, Alperen Berberoğlu bana bir mail atmış.
Okuyunca yukarıda saydığım nedenlerle zaman zaman üzerimde oluşan karamsarlık bulutları birden bire dağıldı.
“Böyleleri de var. Hala umutlu olabiliriz. Hayat medyanın bize sunduklarından ibaret değil” diyerek sevindim.
Lütfen Okuyun.
Bilin ki, enseyi karartmaya gerek yok. Hala iyi şeyler oluyor, hala umut var.