ABD önce dünyayı mahvetti, şimdi kendini mahvedecek
Pek çoğunuzun sevdiği, benim kadim dostum Celal Şengör, corona salgınının başından bu yana evine kapandı ve çıkmıyor.
Risk grubunun bayraktarı gibi olduğu için, eşi Oya'nın tam kontrolü altında.
Öyle ki, Oya benim gibi dostlarını da eve almıyor.
Çünkü Oya'ya göre biz "Fıldır fıldır geziyormuşuz."
Sonuçta Celal Şengör ile telefon ve mektup aracılığı ile görüşüyoruz ancak.
Büyük bir keyifle izlediğini tahmin ettiğim ABD'deki olaylar sonrasında bana yazdığı mektubu, bu hafta sonu okumanız için sizinle paylaşmak istedim.
"Sevgili Fatihciğim,
Bundan 2200 sene evvel Roma ordusunda görevli Yunanlı tarihçi Polibios (MÖ 200-118) Roma Anayasası’nı incelediği Ἱστορίαι' (İstoriai; genellikle ‘tarihler’ olarak çevrilen bu başlık aslında ‘araştırmalar’ demektir) başlıklı eserinde devletlerin krallık-demokrasi-ohlokrasi ve nihayet tiranlık dönemlerinden geçtiklerini yazmıştı.
Ohlokrasi kendisinin icad ettiği bir terimdir ve ‘güruhun gücü’ anlamına gelir. Güruh bir toplumun cahil ve görgüsüz kesimidir.
Bir kaç gece önce gece televizyonlarımızda o güruhun içinden bir grubun sözümona dünyanın en sağlam demokrasisinin beyni durumundaki Capitol binasına saldırısını ibretle seyrettik.
Bu arada unuttuğumuz bir şeyi hatırlatayım: Amerika Birleşik Devletlerinin 6. başkanı olan meslekten hukukçu John Quincy Adams (1767-1848; başkanlığı 1825-1829) kuruluşuna katıldığı devlet için 'Biz bir cumhuriyet kurduk, demokrasi değil' demişti.
Mâlum, batı dillerindeki 'Cumhuriyet' Latince res publica kelimelerinden gelir ve ‘umumla ilgili şeyler’ demektir. Osmanlı’nın Arapça halk anlamına gelen cumhur (çoğulu cemahir=halk kütleleri) kelimesinden türettiği bu terim res publica’nın tam karşılığıdır.
Demokrasi ise Yunanca’dır ve nüfusun gücü demektir.
Aristoteles’in Πολιτικά(Politika) adlı eserinde üç yönetim türü anlatılır, ama bunların birer meşru birer de yozlaşmış türü olduğundan söz edilir: Monarşinin yozlaşmış türü tiranlık, aristokrasinin yozlaşmış türü oligarşi, anayasal yönetimin yozlaşmış türü de demokrasi olarak belirtilmiştir.
Büyük düşünürün bu eseri günümüzle de son derece ilgilidir. Kendisinden sonra gelen Polibios demokrasinin de beterinin olduğunu gördüğü için ohlokrasi terimini icat etmiştir.
Yönetimlerin yozlaşmasının nedeni basittir. Cehalet ve kontrolsuzluk.
Cahil toplumlar kendilerini yönetemezler. Meşhur sosyal psikolog Prof. Robert B. Edgerton (1931-2016) bu tür toplumlara 'hasta toplumlar' adını vermişti. Cahilin kuracağı kontrol, mafyanın kurduğu kontroldan farklı değildir.
Benim bilim diye yırtınmamın nedeni budur. Halktan herkesin bilim insanı olması gerekmez, ama her birey bilimsel düşünebilmeli, bilimsel düşünmenin eğitimini ortaokul ve lisede almalıdır. Eleştirel düşünemeyen, kendi özgün düşüncesini üretemeyen, dogmalara sorgulamadan inanan insanlar ister dünyanın en geri ülkesinde, isterse de en ileri ülkesinde olsunlar, duyarlı ve müreffeh bir toplum yaratamazlar.
'Ben evrime inanmıyorum' diyen bir zır cahilin Başkan yardımcısı olduğu bir ülkede, bir avuç insanın ürettiği teknoloji ne kadar ilerlemiş olursa olsun, işte sonunda o zır cahilin benzerleri gelip meclisi basarlar.
Demokrasi cahilin cahili seçmesini engelleyemez ve böyle bir durumun sonu ohlokrasi ve nihayet felâket olur.
İkinci Dünya Savaşından sonra savaşın gerçek galibi ABD, kendi ülkesindeki okuması yazması olmayan ümmi takımının nüfusun yüzde otuzdan fazlasını oluşturduğuna bakmadan, her topluma, o toplumları hiç tanımadan, demokrasi yükleme niyetiyle ortaya çıktı.
Sonuç sırayla Avrupa gençliğinin Amerikan ürün selinin etkisi ve yaşam tarzı hayâlleriyle uygarlık kültüründen uzaklaşması, bazı Latin Amerika ülkelerinin, Viet-Nam’ın, İran’ın, Afganistan’ın, Irak’ın, Suriye’nin, Libya’nın tahribi, ve sonunda kendi meclisinin işgali ve kırılıp dökülmesiyle alındı.
Unutmayalım, tarih cehalet ekenin felâket biçtiği örneklerle doludur."