“En etkili örnek Cumhurbaşkanı’nın aşı olmasıdır. Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanı’nın ardından keşke o da olsa” diye önerdik.
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan da gitti aşısını hastanede oldu.
Son derece doğru bir hareketti.
Hele hele doktorların Saray’a değil, kendisinin doktorların olduğu hastaneye gitmesi çok çok iyi oldu.
İktidara yakın bazı gazetelerin ve hatta bazı AK Partili isimlerin aşı karşıtı propaganda hareketi belki böylelikle durur.
Çok şükür Türkiye’de aşı karşıtlığı oranı pek çok gelişmiş ülkeye oranla bile düşük ve halkımız aşılara genel olarak güveniyor.
Covid-19 aşıları özellikle de Sinovac aşısına karşı olan güvensizlik genel oranın üzerinde olsa da “Aşı yaptırmayacağım” diyenlerin oranı düşük.
Ve Türkiye geç kaldığı aşı yapma işlemine hızlı başladı.
Sağlık Bakanı Koca bana “Günde 1 milyonu aşkın aşı yapacak kapasitemiz var” demişti haftalar önce.
Tam o kadar olmasa da, dün sağlık çalışanlarının 250 bini aşılandı.
Bugün bu sayının 1 milyona yaklaşması bekleniyor.
Doğrudur, sağlık çalışanları en kolay organize olabilecek grup ama yine de sayılar olumlu.
Sağlık Bakanı herkese “Aşı olun, aşı olun” diyor.
Millet de Sağlık Bakanı’na “Bulsak olacağız” diye yanıt veriyor.
Dün sorduğum “Gerisi ne zaman gelecek. 17 gündür yeni aşı gelmedi” soruma gayrı resmi yanıt olarak “Şubat sonuna kadar tamamı gelir” dendi ama kesin bir şey duyamadık.
Pek yakında karaborsada el altından aşı satıldığını duyarsak ya da kaçak yollarla aşı geldiğine şahit olursak şaşırmayacağız.
Sahte aşılar ortalıkta dolaşmaya başlarsa da.
Arz talep dengesizliğinin doğal ekonomik sonucudur bu.
Bakan ve biz el ele talebi arttırıyoruz ama arzı arttıran yok.
Yine de ülkemizin sağlık çalışanlarını bir kez daha kutlamak, onlara bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Covid ile mücadelede gösterdikleri insan üstü başarıyı, aşılamada da sürdüreceklerini dün gösterdiler.
İlk günde bu kadar aşı yapmak kolay iş değildi.
Sağ olsunlar, var olsunlar...