Üniversiteyi ilk yüze değil, üniversiteye polisi soktu
Boğaziçi Üniversitesi, öğretim üyesinden öğrencisine kadar tam bir fikir birliği içinde “atama rektör”e karşı koydu.
Bulu, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanma yoluyla gelen ilk rektör değildi ama daha önceki rektöre karşı böyle bir tepki olmamıştı.
Tepkiler yöntem kadar liyakate de yönelikti.
Bulu, siyasi bir kişilikti.
Boğaziçi’nin kendi geleneksel öğretim üyesi kriterlerini karşılamıyordu.
Benim gördüğüm kadarı ile tepkiler atamadan çok kimin atandığına ilişkindi.
“Dünyanın başka ülkelerinde de saygın pek çok üniversite rektörünü atama yoluyla getiriyor” diyenler vardı.
Doğru, saygın, başarılı pek çok üniversitede rektörler atama yoluyla geliyor ama onları atayanlar siyasetçiler değil, o üniversitelerin kurulları ya da mütevellileri oluyordu.
Sonuçta tepkiler dinmedi.
Atamayı yapanlar ısrar etti.
Bulu da koltuğa oturma hevesinden vazgeçmedi.
Dün gece öğrencilere sert bir müdahale gerçekleşti.
Bu arada Bulu da öğretim üyeleri arasındaki dayanışmayı kıran iki kişi bulup, günler sonra yardımcısını ve danışmanını atadı.
İlginçtir onlardan biri de, aynen Bulu gibi siyasi bir kişilik, DEVA Partisi kurucusu çıktı.
Sonunda zorla olsa Bulu o koltukta oturur.
Öğrenciler polis gücü ile ezilir.
Medya gücü ile haksız hale getirilir.
En zorlu dönemlerde bile kendi içindeki, öğrenciler arasındaki fikir barışını bozmamış üniversite Türkiye’nin geri kalanına benzetilir.
Ama Melih Bulu isimli “atama rektör” bu işten kazançlı çıkmaz.
Üniversitenin tarihine bu lekeyle geçer
“Bu üniversiteyi ilk yüze sokacağım” diye geldiği kampüse, “Bu üniversiteye yıllar sonra polis sokan” adam olarak günü geldiğinde bir kenara atılır.
NOT: Bu arada Melih Bulu, “İlk yüze sokamazsın” bahis teklifime yanıt vermedi.