Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Kanal İstanbul “vazgeçilmez” bir proje haline gelmiş iyiden iyiye.

        Gerekli olup olmadığı, verimli olup olmadığı, zararlı olup olmadığı, onlarca milyar dolarlık maliyeti ile bugünün önceliği olup olmadığı tartışma dışı artık.

        İş “inada” binmiş.

        Kim bilir belki de bir “taban konsolidasyonu” umudu veriyor iktidara.

        Boğaziçi’nde beklendiği kadar büyümeyen tartışmanın, cepheleşmenin Boğaziçi’ne alternatif olacak Kanal’da büyümesi isteniyor.

        Çünkü açıklanan derinliği ile belirli bir boydan büyük gemilerin geçişine müsait olmayacağı net olan ve bu yönüyle de dev tankerlerin İstanbul’a yarattığı tehlikeyi bertaraf etmeyeceği kesinleşen ve zaten kimseyi geçmeye zorlayamayacağımız belli olan bu su yolunu yapmak için ortada çok da somut bir neden yok.

        Tüm bunlarda ben yanılıyorsam ve bu kanal yine de yapılmak isteniyorsa...

        Ve “İnadım inat"sa...

        Çok daha basit, çok daha doğru ve çok daha demokratik yöntemler var bu konuda karar vermek, karar almak ve tepkileri önlemek için.

        O yöntemin adı da referandum. Yani halka sormak, etkilenecek olana sormak.

        Kanalı yapmak isteyenler kendi tezlerini, kendi çevre değerlendirme raporlarını açıklarlar halka.

        Yapılmasına karşı olanlar da niye yapılmaması gerektiğini anlatırlar.

        Bilgiler, belgeler, veriler tartışılır.

        REKLAM

        Maliyetler konuşulur.

        Bu maliyetlerin kamuya, halka getireceği yükler konuşulur.

        Özel sektör tarafından yapılacak olsa bile Hazine garantili olacağı için bu garantinin Türkiye’nin dış borcuna ve dış borç faizlerine getireceği fazladan yükler konuşulur.

        Sonunda halk bunları dinler, tarafını seçer ve karar verir.

        “Hayır” ya da “Evet” der.

        Bu referandumu ya Kanal'dan doğrudan etkilenecek olan Trakya’da yaparsınız, İstanbulluya, Kırklareliliye, Tekirdağlıya, Edirneliye, Çanakkaleliye sorarsanız.

        Ya da “Büyük borç altına girilecek, herkese sormak lazım” diyerek tüm Türkiye’ye.

        Böylelikle proje olumsuz sonuçlar doğurursa, gelecek nesiller karşısında sorumluluk da “inadına” olmaz, ortaklaşa olur.

        Halka sormak

        Halka sormak
        0:00 / 0:00

        Yukarıdaki yazı ile çelişecek gibi dursa da, söylemeden duramayacağım:

        "Halka sorarak yaptım demek her zaman doğru sonuç vermez."

        Doğru soruyu, doğru biçimde sormazsanız halka sormanın bir yararı yoktur tam aksine zararı vardır.

        Bunu söylememin nedeni İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iki konuda halka sorarak adım atması.

        Bunlardan biri Taksim Meydanı düzenlemesi.

        Belediye burada yapılacak projeyi halka sordu ve halkın seçtiği proje yapılacak.

        Ancak soruları eksik verilerle sorarsanız doğru sonuç alamazsınız.

        Böyle işler halka sorulurken, halka en azından temel bilgileri vermeniz gerekir:

        1. Projelerin karşılaştırmalı maliyeti

        Şimdi bana sorsanız “Rolls Royce, mu, Mercedes mi, Ford mu, Renault mu?” diye Rolls Royce ya da Mercedes derim. Ama soruyu sorarken seçeneklerin fiyatlarını da, yıllık vergilerini, yakıt giderlerini de eklerseniz yanıtım hiç kuşkusuz değişir. Belediyeler önümüze projeleri koyuyor da, kaça malolacak, yıllık bakım onarım giderleri ne olacak bunlar belirtilmiyor.

        2. Projelerin imalat süresi

        Bir projeye onay vermeden önce bilinmesi gereken en önemli unsurlardan birisi o projenin yapım süresi. 1 yılda mı bitecek, 20 yılda mı? 20 yılda bitecek bir projeye 80 yaşındaki biri evet dese ne olur, hayır dese ne olur? Bu sürede hangi yollar kapanacak, hangi yollar kullanılmaz hale gelecek, bölgedeki iş hayatı ve ticaret nasıl etkilenecek bunlar bilinmeden bir projeye nasıl evet ya da hayır diyebilir insan!

        3. Projenin gelecek öngörüsü

        Bugün için çok iyi görünen bir proje gelişen teknolojiler ve farklılaşan hayat tarzları nedeni ile birkaç yıl içinde çok çağdışı bir proje haline gelebilir ve daha büyük masraflarla yenilenmesi gerekebilir. Bu projenin gelecek öngörüsünün ne olduğu, nasıl bir dünya için planlandığı da gösterilmeli, anlatılmalı ve oy vereceklere bir gelecek ufku da açmalı.

        Bunları söylemeden halka sormanın hiçbir manası yoktur.

        Çok bilinmeyenli değil, hiç bilinmeyenli bir denklemi halka sormak gibidir.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Sormaktan korkmadığımız zaman.

        Diğer Yazılar