Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yaşlılık emaresi olabilir ama dün gibi hatırlıyorum.

        O zamanlar Süper Puma olarak da bilinen Cougar’ların Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine ilk katıldıkları günü. 1990'ların ortası idi.

        İlişki baştan sorunlu idi.

        1970'lerde İtalya'da, Aerospatiale'de üretimine başlanmış, daha sonra birkaç kez "modernize" edilmiş ve Airbus tarafından tekrar tekrar geliştirilmiş bir helikopterdi.

        Geldiğinde bile aslında eski sayılabilecek bir dizayndı.

        Kötü değildi belki ama modern de sayılmazdı.

        Eski moda Avinoic'ler, Airbus tarafından sürekli yenilenmek zorunda idi.

        Cougar'lar o zaman da muhtemelen siyasi nedenlerle alınmış ve gelir gelmez terörle mücadele için Doğu Anadolu’ya gönderilmiş ve çok kısa süre içinde ilk zaafı ortaya çıkmıştı.

        Anti roket sistemleri yoktu ve teröristlerin roket saldırısı sonucu düşmüş, 11 şehidimize malolmuştu.

        O gün yazmıştım bu helikopterler ile ilgili ilk yazımı.

        Hemen doğru bir kararla terörle mücadele bölgesinden geri çekilmişti.

        Cougar helikopterler bu eksiklerinin giderilmesinden sonra yeniden terörle mücadele bölgesine yollandılar.

        Ve muhtemelen bölge şartlarına uyumlu olmadıkları, aletli uçuş sistemleri yeterli olmadığı ve artık hayli yaşlı da oldukları için pek çok kaza kırıma karıştılar.

        Cougar helikopterlerin bugüne kadar karıştıkları kazalarda toplam 39 şehidimiz var.

        Bunlardan ikisi general, ikisi albay rütbesinde üstelik.

        Bu helikopterler başlı başına bir terör örgütü gibi.

        Bu kadar rütbeli askerimizi, terör örgütü bile şehit edemedi desem abartmış olmam herhalde.

        Bu helikopterleri en azından terörle mücadeleden, en azından Doğu Anadolu’dan, kış şartlarının sert olduğu ve bu helikopterlerin donanım olarak uygun olmadığı bölgeden geri çeksek iyi olur sanki.

        Her yıl makam araçlarına harcadığımız paranın bir bölümü ile en azından askerlerimizi güven içinde taşıyacak helikopterler alabiliriz diye hesaplıyorum.

        Ne deniyor hep, “İtibardan tasarruf olmaz.”

        Bu askerlerimiz de Türk ordusunun ve Türk milletinin itibarı.

        Onlardan tasarruf hiç ama hiç olmaz!

        Çünkü FETÖ darbesini bastırmış kahraman bir komutanı, bir helikopter kazasına kurban vermek.

        Hiç ama hiç içime sinmiyor.

        Önemsemeyin bu Gülenin Örgütlü Teröristleri'ni

        Gülen Örgütlü Terörü’nün New York’ta bir ilan panosuna verdiği ilanı sınıf arkadaşlarımla haberleştiğimiz whatsapp platformunda gördüm önce.

        “Fatih bu ne?” diye sormuşlardı.

        Ben de “Ne olacak FETÖ’nün işi” dedim.

        Çok da önemsemedim.

        Darbe girişiminin hemen ardından zaten bu olacakları söylemiştim.

        Hem de ortaya değil, Numan Kurtulmuş’a.

        “Yurt dışında bir FETÖ diasporası oluşturacaklar ve yabancı istihbarat örgütlerinin de katkısıyla Türkiye karşıtı propaganda yapacaklar” diye.

        Tam da beklendiği gibi davranıyorlar.

        Bir süre daha bunu yapmaya devam edecekler.

        Bana sorarsanız yapılacak en doğru iş çok da önemsememek.

        Çünkü bunlar ancak sizin önemsediğiniz oranda önemli hale gelirler.

        Görmezden geleceksiniz.

        Hükümetten ya da AK Parti’den biri çıkıp da bunları muhatap aldığı zaman birden bire önemli hale geliyorlar.

        Hiç takmayacaksınız.

        Yanıt bile vermeyeceksiniz.

        Verilen her yanıt hem konuyu sanki önemli imiş gibi gösteriyor hem de bu Gülen Örgütü Teröristleri’ne benzeri hareketleri yapmak için cesaret ve motivasyon veriyor.

        O yüzden iktidar partisi, hükümet ve Saray bunu hiç ama hiç umursamamalı.

        Tabii iç politikada kullanma maksadı varsa onu bilemem.

        Sarıgül ve Ajdar

        Kendisini gençliğinden bu yana tanıyan biri olarak Mustafa Sarıgül’e bir tavsiyem var.

        Partiyi kapatsın, kepengi indirsin.

        Ortalıktan çekilsin.

        Çünkü gerçekten komik bir hale geldi, artık bir mizah unsuru oluyor.

        Ormanlar yok edilerek yapılan golf sahasının önünde, son derece yapmacık bir biçimde tarıma destek sloganları atması, kendisine beste yapan meczuplarla videolar çekip yayınlaması, post-andropoz erkekler gibi spor yaparken çekilmiş hiperaktif görüntülerini paylaşması ve estetik mağduru kadınlara benzemeye başlayan ifadesi ile artık bir siyaset değil bir komedi unsuru olmaya başladı.

        Görüntüleri bir siyasi propaganda olmaktan çıkıp, bir şamata paylaşımı, bir gülmece virali olarak yayılıyor.

        Gençler için bir politikacı değil, bir eğlence unsuru.

        Yeni nesiller Ajdar’ı ne kadar şarkıcı olarak görüyor ve izliyorsa Sarıgül’ü de o kadar politikacı olarak görüp izliyor.

        Yapmasın kendine bunu.

        Eski bir "çare" olarak kalsın.

        Biçare durumuna düşmesin.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Zamanında bırakabildiğimiz zaman.

        Diğer Yazılar