Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Akit yazarına göre kadınların tecavüze uğramasının, öldürülmesinin nedeni çok basit.

        Kadınların meyhaneye gitmesi.

        Demek istediği şu.

        Meyhaneleri kapatın kadınlar tecavüze uğramasın, öldürülmesin.

        Bu cümlesi bile bu tiplerin ne kadar dayanaksız, ne kadar mesnetsiz salladıklarının göstergesi.

        Ya zekaları yok ya da kendilerini okuyup dinleyenlerin bir zekaya sahip olmadığından eminler.

        Yahu be adam.

        Meyhaneler aylardır kapalı.

        Corona bahanesi ile her yer açılsa bile meyhanelerin açılmasına zaten izin verilmiyor.

        Ve meyhanelerin kapalı olduğu bu dönemde bile yüzlerce kadın tacize, tecavüze uğradı, öldürüldü.

        Bir anlat bakalım bana 92 yaşındaki nineye de o manyak herif meyhane çıkışı mı saldırdı!

        Sana kimlerin nerede tacize, tecavüze uğradığını liste halinde yazarım.

        Sonra çok utanırsın.

        Tabii öyle bir hissiyata sahipsen!

        İstanbul'daki kamu çalışanlarına fazla maaş da verin

        İstanbul'daki kamu çalışanlarına fazla maaş da verin
        0:00 / 0:00

        Geçiş ya da yolcu ya da hasta garantili yap işlet ya da kamu özel sektör işbirliği projeleri Hazine’nin kanını vampir gibi emdikçe tepkiler artıyor.

        Son olarak yine Avrasya Tüneli’nden verilen garantinin yarısı kadar araç geçip, aradaki fark kesemizden ödenince bu işin müsebbibi siyasetçilerden ya da onları temsil edenlerden savunmalar gelmeye başladı.

        En muhteşem savunmayı yapmak ise Ulaştırma Bakanı’na nasip oldu.

        Ulaştırma Bakanımız, pahalı olduğu için geçişlerin az olduğu söylenen Avrasya Tüneli ile ilgili olarak yemin ediyorum aynen şöyle dedi:

        “Bu tünelin geçiş ücreti bölgenin GDP’sine oranla düşük bile sayılır.”

        Yani diyor ki, İstanbul’da kişi başı düşen gelir ortalaması yüksek bu yüzden bu tünel İstanbulluların alım gücüne göre ucuz bile sayılır.

        Yani İstanbul’un daha pahalı bir kent olması normal ve kamu hizmetleri de bu kentte pahalı olabilir.

        O zaman Bakan Bey’e şunu sormak gerekir.

        “Peki Sayın Bakan o zaman İstanbul’da kamu çalışanlarının da ücretlerini ona göre belirleyin. Asgari ücreti de İstanbul için daha yüksek tutun. Madem İstanbul pahalı bir kent ve hizmet fiyatları da ona göre. Bu hizmetlerden yararlanabilmesi için devlet memuru maaşını da burada aynı oranda arttırın. Hatta bu köprüler, tüneller gibi dolara endeksleyin.”

        Ne dersiniz Bakan Bey olur mu?

        Bakan Bey bilsin ki, biz o tünellerden, köprülerden otoyollardan makam otomobili ile geçmiyoruz.

        O yolların parasını cebimizden ödüyoruz.

        O yüzden bizimle dalga geçmesin.

        Söylemleri komik.

        Ama biz gülmüyoruz.

        Öngörülü garanti

        Öngörülü garanti
        0:00 / 0:00

        Avrasya Tüneli’nin işletmecisine yıllık 25 milyon araçlık garanti verilmiş.

        Fiyat da 4 dolar artı KDV olarak belirlenmiş.

        Dolara da her yıl dolar enflasyonu kadar zam yapılacak o da ayrı.

        Şu anda geçiş fiyatı 46 lira.

        Hemen hemen 6,5 dolar.

        Tüneli açıldığı günden bugüne kadar “GDP’si yüksek” 4,1 milyon farklı araç kullanmış.

        Geçen yıl toplam 12 milyon araç geçmiş.

        Garantinin yarısı diyelim.

        2020 için 55 milyon dolar yani yaklaşık yarım milyar TL fark ödenecek.

        Hadi bu yıl pandemi senesi diyelim. Geçişler o yüzden az.

        İyi de, hiçbir zaman garanti edilen sayıya yaklaşılamamış ki!

        Bugün geçiş ortalaması 15 milyon aracın az üzerinde.

        Ama Bakan buna rağmen “Fiyat iyi hatta ucuz” diyor.

        Gerçeklikle bağ kopması bu olsa gerek.

        Ne diyeyim...

        Yuh artık

        Yuh artık
        0:00 / 0:00

        Sevgili Rasim Öztekin’in ardından ustası Ferhan Şensoy duygusal bir mektup yazıp yayınladı.

        Ferhan Abimizin mektubu şöyle:

        “Ortaoyuncular'ın amatör kolu Nöbetçi Tiyatro'dan yetişti Rasim. Kısa sürede Ortaoyuncular'a katıldı. Kavuğumu ona devrettim. Ortaoyuncular'da çok başarılı bir dönem yaşadı. Kimi rahatsızlıklarından ötürü sahneyi bıraktı. Kavuğu Şevket Çoruh'a devretti. Günü geldi, uçtu gitti gökyüzüne. Kavuklu fotoğrafı asılı durur Ses 1885'te. Bir gün ben de uçup geleceğim gökyüzüne. Buluşuruz gökyüzünde neşeli bir meyhanede.”

        Devletin resmi haber ajansı Anadolu, bu mektubu da Rasim Öztekin’le ilgili diğer haberlerle birlikte servis etti müşterilerine.

        Ama büyük bir ayıp, büyük bir rezalet ve büyük bir terbiyesizlikle.

        Mektubun son cümlesindeki “Neşeli bir meyhanede” bölümünü çıkartarak.

        Bu gazetecilik, habercilik, ajans hizmeti falan değildir. Bu rezalettir.

        İyinize gelmeyen, meşrebinize uymayan bir haberi vermeyebilirsiniz.

        Devletin resmi ajansının böyle bir hakkı yoktur ama ortada zaten bir devlet anlayışı olmadığı için bunu mazur görebiliriz.

        Ama gerçeği değiştirmek, birinin sözlerini çarpıtmak, eksiltmek veya azaltmak...

        Kabul edilebilir bir şey değildir.

        Ama bugünün normalidir.

        Belki de bizim alışmakta zorlandığımız da budur.

        Bu yalancı normal.

        Ankara Valisi Şahin: Kağıt toplayıcıları yasaklamamız söz konusu değil

        Ankara Valisi Şahin: Kağıt toplayıcıları yasaklamamız söz konusu değil
        0:00 / 0:00

        Ankara Valisi Vasip Şahin aradı dün gece.

        Kağıt toplayıcılarının yasaklanması üzerine yazdığım yazı ile ilgili olarak.

        Biliyorsunuz, Ankara’da kağıt ve atık toplayanlar polis tarafından engellenmişti ve bunun gerekçesi olarak da “Görüntü kirliliği yaratmaları” gösterilmişti.

        Ben de bunu eleştirmiş, bu kişilerin hem çevre hem de ekonomi açısından önemli bir iş yaptığını söylemiştim.

        Vali Şahin’in araması sonucunda öğrendim ki, Sayın Vali de benimle aynı fikirde.

        O da bu kişilerin önemli bir işlevi yerine getirdiğini düşünüyor.

        “Fatih Bey yanlış bir söylem olmuş. Biz kağıt toplayan, atık toplayan bu kişilerin yaptığı işin önemini ve değerini biliyoruz. Yaptığımız uygulama bu kişilerin engellenmesine yönelik değil. Sadece bazı bölgelerde trafiğin en yoğun olduğu saatlerde, esnafın iş çıkışı ile birlikte oluşan yoğunluğun trafiği kilitlediği saatlerde bir de bu el arabalarının trafiğe girmesi ve toplamaya başlaması ile birlikte iyiden iyiye keşmekeş haline gelen Ankara trafiğini rahatlatmak için o saatlere yönelik bir uygulamadır.

        Bir diğer amacımız ise bu kağıt toplayıcıların belirli bir düzen altına sokulması, bazı bölgelerde gereksiz bir araya gelerek yoğunluk oluşturmalarının önüne geçilmesidir. Yoksa sizin de söylediğiniz gibi ekonomiye ve çevreye yaptıkları katkıların sürdürülmesi bizim de arzumuzdur” dedi.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Devlet yönetmenin bir öngörü gerektirdiğini anladığımız zaman.

        Diğer Yazılar