Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bir hafta geçti mi “İnsan Hakları Eylem Planı”nı bize okumalarının üzerinden?

        Yoksa 15 gün mü oldu!

        Bir ay olmadığı kesin.

        Plan daha taze, dumanı tütüyor olmalı!

        Her gün olanlara bakmak da mümkün de sadece dün olanlara bakalım.

        Ne demişlerdi, “İfade almak için tutuklama, gözaltı gibi şeyler olmayacak.”

        Biz de demiştik “Yasa zaten ille de yapın demiyor. Böyle uygulamazsanız böyle olmaz.”

        Dün nu oldu?

        Gazeteci Enver Aysever, ifadesi alınmak üzere gözaltına alındı.

        Bu duyup bildiğimiz, kim bilir başka kimlere aynısı oldu!

        Adam burada. Bir yere kaçtığı kaçacağı yok.

        Belli ki, çağrı eline ulaşmamış.

        Şart mıdır gözaltı?

        Ardından TBMM’de yine bir milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırıldı.

        Yetmedi, 1996’da gole giden Hırvat rakibine faul yapmadığı ya da belki de yapmayı beceremediği için Fair Play ödülü alan Alpay Özalan, sahada yapamadığını TBMM çatısı altında yapmaya devam etti ve dün dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili dahil herkese Genel Kurul salonunda saldırdı.

        Alpay’ın sürekli saldırılarının İnsan Hakları Eylem Planı ile elbette alakası yok ama milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasının elbette var.

        Keza parti kapatmaya en karşı olan partinin 18 yıllık iktidarının sonunda yine bir parti kapatma davasının açılmasının da.

        Bana göre HDP terörist bir parti değildir.

        HDP terörist bir örgütün "Askeri vesayeti” altında kalmış bir partidir.

        Kapatılması gereken HDP değil, yok edilmesi gereken PKK’dır.

        HDP ya da benzerlerini yok edemediğimizi yıllardır deneyimliyoruz.

        Parti kapatarak ne irticayı önleyebildi bu ülke ne terörü.

        Tam aksine her ikisini de güçlendirdi.

        Sonuç olarak görüyoruz ki, İnsan Hakları Eylem Planı diye bize okunan şey aslında "Masalmış."

        Uykuya dalalım diye.

        Ama hiç gerek yoktu.

        Zaten yıllardır hep beraber uyuyoruz.

        Allah rahatlık versin.

        Minnetle

        Minnetle
        0:00 / 0:00

        Bugün Türk destanlarından Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıl dönümü.

        Bu toprakların bize ait olmasını ve bize ait kalmasını sağlayan tüm şehitlerimizin, gazilerimizin önünde en derin minnetle eğiliyoruz.

        O tek kalan Türk çocuğu emziren Kurt'tan, Anadolu’nun bize son vatan olarak kalmasını sağlayan o Sarışın Kurt’a kadar hepsinin.

        65 yaş üzerine eziyet yeter

        65 yaş üzerine eziyet yeter
        0:00 / 0:00

        Yeter yeter yeter!

        Şu 65 yaş üstü vatandaşlarımıza yaptığınız eziyet artık yeter.

        1 yıldır bu insanları, analarımızı, babalarımızı, ablalarımızı, abilerimizi evlere tıktınız.

        Ama artık gerçekten yeter.

        Bu yaş grubunun hemen hemen tamamı aşısını oldu.

        Büyük bölümü iki dozunu da oldu.

        Ve hala yasaklılar.

        Evden çıkamıyorlar, bir yerden bir yere gidemiyorlar.

        Dün bir beyefendi aradı. 70’li yaşlarında.

        Eşiyle birlikte Ege kıyısında bir kasabada yaşıyorlarmış.

        Emekli olunca oraya yerleşmişler.

        Okullar açılmayınca, torunlarına bakmak ve kızlarına yardımcı olmak için bir süreliğine İstanbul’a gelmişler.

        Bu arada birkaç hafta önce ikinci doz aşılarını da olmuşlar.

        Şimdi okullar açılıp, hayat bir nebze normale dönünce evlerine dönmek istiyorlar.

        Ama ne mümkün.

        65 yaş üzerine seyahat yasağı olduğu için gidemiyorlar.

        İzin almaya çalışıyorlar.

        Gidecekleri il risk haritasında kırmızı olduğu için izin de alamıyorlar.

        Çok dertli idi.

        “Bizim gibi binlerce insan var. Kimi yazlığına gidecek, kimi yaşadığı yere dönecek. Ama gidemiyoruz. İstanbul’un kalabalığında, pisliğinde eve tıkılıp kaldık. Sığıntı gibiyiz. İnşallah bizi bu hale düşürüp, hiç düşünmeyenler de bunu tadarlar ve ne ağır bir şey olduğunu görürler” dedi.

        Haklıydı.

        Yaşlısına bu kadar eziyet eden bir başka ülke yoktur herhalde.

        Bu saçma yasağı uygulayan bir başka ülke olmadığını ise biliyorum.

        Hayret

        Hayret
        0:00 / 0:00

        Şaşırdım.

        Ertuğrul Özkök siyaset yazdı.

        Hem de cesur sayılabilecek bir yazı.

        “İki dönem sınırlaması istedi."

        Niyeyse.

        Uzun süre iktidarda kalmanın iyi bir şey olmadığını anlatmış.

        İyi de 7 kere gidip 68 kere gelen Süleyman Demirel’in bir dönem daha Cumhurbaşkanlığı yapması için Anayasa değişikliğini en cansiperane savunanlardandı kendisi.

        Ne oldu da fikir değiştirdi.

        Üstelik dertlenmesine gerek yok, Anayasa zaten 2 dönemle sınırlıyor Cumhurbaşkanlığını.

        Eğer gerçekten samimi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu anda 2. dönem Cumhurbaşkanlığını yaptığını ve bir daha aday olup olamayacağını yazsın.

        Biz de fikrini öğrenelim.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Gücü gücü yetene demediğimiz zaman.

        Diğer Yazılar