AK Parti Türkiye’nin en "dişi” partisi idi muhtemelen.
"Dişi"den kastım şu.
Kadınların partisi idi.
Özellikle alt gelir gruplarında, Anadolu’da, mütedeyyin ve muhafazakar dünyanın kadınları arasında, Doğu ve Güneydoğu’daki kadınlar arasında çok güçlü idi.
Partiyi taşıyan oyun büyük bölümü bu kadınlardan geliyordu.
Kadınlar partinin liderine hayranlık, partiye ise büyük bağlılık duyuyorlardı.
AK Parti’yi taşıyan kadın gücü idi aslında.
Gerek parti gerekse lideri bunu galiba hızla kaybederlerken, İstanbul Sözleşmesi’nden pek de Anayasal olmayan tek imzalı çıkış, bu duruma daha da büyük bir ivme kazandırmış olabilir.
Bunu yaşadığım somut bir olaya dayanarak söylüyorum.
Size de anlatayım bu olayı:
Belki biliyorsunuz, birkaç gündür İstanbul dışındayım.
Dün sabah kaldığım otelin müdürü kahvaltı masama çok güzel poğaçalar, el açması börekler ve dilimlenmiş şahane bir havuçlu kekle geldi.
“Fatih Bey umarım rahatsız etmiyorumdur. Bunları arkadaşlarımız sizin için hazırladı. Evlerinde yapıp getirmişler. Sizden bir de ricaları var” dedi.
Meraklandım. O da devam etti:
“Bunu size yollayanlar her sabah gelip bize kahvaltıda yardım eden, bazlama hazırlayan 3 ev hanımı. Bunu size evlerinde yapmışlar. Ricaları da şu. İstanbul Sözleşmesi’ni iptal edenlere karşı kadınlara destek vermeniz.”
Neredeler diye sordum.
İkisi kahvaltı tezgahının arkasında hamur açıyordu. Diğer ikisi ise mutfakta akşam için bir şeyler hazırlıyormuş.
Yanlarına gittim.
Teşekkür ettim.
İstanbul Sözleşmesi ile ilgili neden destek istediklerini sordum.
İçlerinden 40’lı yaşlar civarında olduğunu tahmin ettiğim biri “Ben söyleyeyim Fatih Abi” diye başladı makinalı tüfek gibi anlatmaya.
"Abi, bu sözleşme hiçbir işe yaramasa bile en azından bizim beylerin biraz kendine çekidüzen vermesini sağlıyordu. Bize de bir güven hissi veriyordu. Sıkıştığımız zaman, bezdiğimiz zaman devletin onların değil bizim yanımızda olacağını düşünüyorduk. Beylere de biraz olsun korku gelmişti. Süngüleri biraz inmişti. Şimdi eskisinden de beter olmaya başladılar bile. Bir günde değiştiler. Hadi biz alışkınız da en azından kızlarımız biraz rahat eder diyorduk. Onu da ellerinden aldılar. Bu sözleşmeyi iptal edenlere ilk televizyon programında seslenin ne olur. Bak sana yemin ediyorum, hepimiz AK Partili idik. Hepimiz Tayyipçi idik. Ama artık zor o iş. Biz bittik. Deyin ki, bundan böyle kadınlardan size oy yok.”
"Yazsam olmaz mı?" diye sordum.
"Olmaz Fatih Abi, senin yazını okuyan senin gibi entel dantel adamlar. Biz okumayı sevmeyiz ama seni dinlemeyi severiz. Allah'ını seviyorsan televizyondan söyle."