Turizm sezonu erken başlamış.
Antalya başta olmak üzere Güney bölgelerimizdeki açık oteller şimdiden yüzde 70’lere varan doluluklara ulaşmış vaziyetteler.
Nisan ayı başında bu oranın yüzde 80’leri aşması bekleniyor.
Tabii bu otelleri dolduran misafirlerin büyük bölümünü Ruslar oluşturuyor.
Nevruz nedeniyle bu zamanlarda Antalya’ya akın eden İranlılar ise bu yıl pandemi nedeniyle olsa gerek ortalıkta yoklar.
Avrupalı turistlerden şimdilik iyi haberler gelmese de Rusların varlığı turizmcilerin yüzünü güldürüyor.
Belli ki, Kuzey komşularımızdan gelenler bu yıl turizmi önemli ölçüde ayakta tutacak.
Ancak dün ilginç, daha doğrusu garip bir durumla karşılaştım.
Akşam üzeri yemek yediğim lokantada bir hanımefendi yanıma geldi.
“Antalyamıza hoş geldiniz” diyerek kendini tanıttı.
Antalya’nın şehir merkezine yakın büyük otellerinden birinin yöneticisi imiş. Ege ve Akdeniz kıyılarında birkaç otelleri varmış.
“Fatih Bey, şaşkınız ve ne yapacağımızı bilmiyoruz” diye söze girip sıkıntılarını anlattı:
“Bakanlığın da desteğiyle Antalya’daki otellerimizi açık tutuyoruz. Şu anda da açığız ve iyi sayılabilecek bir doluluk yakaladık. Bu mevsim için iyi sayılabilecek fiyatlarla misafir ağırlıyoruz. Tamamına yakını Rusya’dan gelen misafirler. Sizin de gördüğünüz gibi havaların neredeyse yaz gibi olması nedeniyle de müşteriler de memnun ve her gün yeni rezervasyonlar da geliyor. Ancak bugün başımıza ilginç bir olay geldi. Otelimizi güvenlik güçleri tam anlamıyla bastı. Ve havuza girmenin yasak olduğunu söyleyerek havuza giren turistlerden ötürü ceza kesmeye kalkıştı. Şans eseri o anda havuzda kimse olmadığı için ceza kesemediler ama doğrusu şaşırdık ve korktuk.
Bir yandan Antalya’da otelleri açın diyeceksiniz, izin vereceksiniz. Diğer yandan da otellerde havuza, denize girmek yasak diyeceksiniz?
Misafirlerimizin havuza girmesini engellemenin tek yolu boşaltmak. Başka türlü mümkün değil. Var olan müşteriler emin olun isyan çıkarır ve zaten yarından itibaren de kimse gelmez. Bu insanlar buraya havuza, denize girmek için geliyor. Eğer böyle olacaksa otelleri açtırmasınlar bize.”
Otel yöneticisi hanımefendiye ne diyeceğimi bilemedim.
Yoksa bu soruya yanıt vermek için yeni bakanları mı beklemek gerekecek!