Zeka ve rabıta
Dün bir mahkemeden daha Sedat Peker hakkında “Yakalama kararı" çıkarılmış.
Bunun anlamı ne?
Sedat Peker, nisan başına kadar yurt dışında herhangi bir Türk vatandaşı gibi turist olarak bulunuyormuş.
Oysa biz hepimiz onu Türkiye’de zaten aranan bir kaçak zannediyorduk.
Değilmiş.
Türkiye’den gizli yollarla kaçmamış, kaçmasına da gerek yokmuş.
Kendi arzusu ile korkudan “Tedbirden” gitmiş.
Peki gelelim asıl meseleye…
İktidar kanadının farklı isimleri, Sedat Peker’i muhalefet partisi ile ilişkili olmakla suçluyor, muhalefeti mafya ile işbirliği yapmakla suçluyorlar.
Bunun tek nedeni muhalefet partisinin Sedat Peker ile Hadi Özışık arasında yaptığı görüşmeyi Sedat Peker ifşa etmeden önce duymuş ve gazetecinin adını vermeden açıklamış olmaları.
Bu bilgi “Mafya ile muhalefet” arasındaki rabıtanın delili olarak gösteriliyor.
İlginç.
Sedat Peker’in yıllardır iktidar partisinin söylemleri doğrultusunda hareket ediyor olması, iktidar fikriyatı yönünde mitingler organize ediyor olması, yasal siyasi partilere ve derneklere dahi miting ve toplanma izni verilmiyorken, sabıka kaydı hayli kabarık Sedat Peker’e Türkiye’nin istediği yerinde miting izni veriliyor olması, İslamcı bazı tarikatlarla içli dışlı olması, CHP’ye sürekli sövüyor olması, muhalif aydınları kan banyosu ile tehdit edip hakkında tek bir kovuşturma olmaması herhangi bir şeye işaret etmiyor da…
İktidar yanlısı bir gazeteci ile yapmış olduğu muhabbetin CHP’li bir vekilin kulağına gitmiş ve bunun milletvekili tarafından açıklanmış olması “bağlantıya” işaret ediyor.
Aziz Nesin bu milletin yüzde 70'inde zeka sorunu olduğunu söylemişti.
Bazıları da kızmıştı.
Oysa iktidar sözcüleri bu oranı galiba yüzde 100 zannediyor.
Kimse de kızmıyor.