Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Anadolu Efes dün Euroleague'i şampiyon tamamlayarak bu zafere ulaşan 2. Türk takımı oldu.

        Bu sonuçla Ergin Ataman da Türk basketbolunun zirvesine yerleşti.

        Bu kupayı kazanan ilk Türk antrenör oldu.

        Üstelik de bu sonuca rakiplerinden çok daha mütevazı, çok daha cüzi bir bütçe ile ulaştı.

        Yıllardır bıkıp usanmadan basketbola büyük yatırım yapan Tuncay Özilhan'ın bu azmi de bu büyük başarı ile ödüllendirilmiş oldu.

        Spora yatırımdan bir an olsun vazgeçmeyen Tuncay Özilhan'ı...

        Türk basketbolunun yüz akı sevgili dostum Ergin Ataman'ı...

        Ve tüm takımı yürekten kutluyorum.

        "Para almadan bu takımı çalıştırırım yeter ki basketbola biraz yatırım yapın" diyen Ergin Ataman'ı Galatasaray'dan kovan yöneticileri de saygı ve hürmet ile yadediyorum!

        Ecdadınıza sövüyorsunuz haberiniz olsun

        Ecdadınıza sövüyorsunuz haberiniz olsun
        0:00 / 0:00

        Dün Diyanet’ten Ayasofya’ya atanacak imamların özellikleri ile ilgili bazı istirhamlarım oldu.

        Kendini Atatürk düşmanlarının sözcüsü zannedenlerden hemen tepki geldi.

        Gelmese şaşardım.

        Ayasofya’ya atayacağınız imamın eli yüzü düzgün olsun dememe karşılık “Altaylı aynaya bakmıyor mu?” demişler.

        Ulan beyinsizler.

        Ben Ayasofya’ya imam mı olmak istiyorum.

        Tipim düzgün olsa size ne kayık olsa size ne!

        Üstelik de bu büyük camilere atanacak imamların fiziksel özellikleri ile ilgili kriterleri belirleyen ben değilim.

        Bugün yaşasalar sizden utanç duyacak olan ama sizin ecdadınız zannettiğiniz Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman.

        Yani Osmanlı’yı bir imparatorluk haline getiren aydın ve alim büyük Padişah ve Osmanlı’yı en geniş sınırlara taşıyan onun küçük torunu.

        Aklınız ve izanınız kısıtlı ama bu kez sizlerin bile anlayacağı şekilde yazayım.

        Süleymaniye Camii’nin inşasının tamamlanmasının ardından, camiyi yaptıran Kanuni Sultan Süleyman, büyük özenle inşa ettirdiği bu mabet için mabedin şanına ve büyüklüğüne uygun bir imam aramaya başlar.

        Bunun için bir Hat yazar ve bu Hat’ta Süleymaniye’ye imam olacak kişide aranılan özellikleri şöyle sıralar:

        “Yüksek ilimleri ve alet ilimlerini bilecektir

        Arapça ve Farsça’yı bilecektir

        REKLAM

        Ayrıca Latince bilecektir.

        Kefere dini ile dinimiz İslam’ı mukayeseli olarak bilecektir.

        Ata binecek, spor yapacak, güzel görünüşlü olacak ve güzel giyinecektir.

        Evli olacak, karısı bir tane olacak ve güzel bir kadın olacaktır

        İlmi Teşrih’i (Anatomi) bilecektir”

        Büyük camilerin imamlarında bulunması gereken özellikler olarak bunu belirleyen ben değilim anlayacağınız.

        Atanız olduğunu zannettiğiniz ama aslında sizinle uzak yakın hiçbir bağı olmayan Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı camiye atayacağı imamda aradığı özellikler bunlar.

        Yani bana sövdüğünüzü zannederken, ecdadınız zannettiğiniz adama sövüyorsunuz.

        Haberiniz olsun.

        Aptala anlatır gibi anlattım.

        Anladınız mı kuzucuklarım!

        Para nerden peki!

        Para nerden peki!
        0:00 / 0:00

        Yerli Netfliş dizilerinden daha çok tutan Peker açıklamaları sürüyor.

        Dün savunduklarını bugün karalayarak.

        Dün ak dediğine bugün kara diyerek kafaları karıştırmaya devam ediyor.

        Bulunduğu pozisyon değişince doğruları da değiştiği için 5 yıl önce savunduğu tırları, bugün suçlayarak.

        “Benim yolladıklarım Bayırbucak Türkmenlerine gitti. Ama SADAT El Nusra’ya yolluyordu” diyor şimdi.

        İyi de bunu o gün niye söylemiyordun.

        Keşke o gün onu bunu tehdit edeceğine “Ben kendi yolladıklarıma kefilim ama SADAT terör örgütlerine yardım ediyor” deseydin.

        Biz de bilseydik bu SADAT neymiş!

        Öyle değil mi!

        Hadi onu diyemiyordun, en azından sessiz kalsaydın.

        Bu arada bir şey ilgimi çekiyor.

        Sürekli oraya buraya yolladığın şeylerden bahsedip duruyorsun.

        Öyle ucuz şeyler de değil.

        Üç beş kişiye ramazan kolisi yollamaktan değil, silah, ağır silah yollamaktan söz edip duruyorsun.

        Bunları nereden buluyordun onlara girmeyeceğim.

        Ama merak ettiğim şu.

        Benimle olan davanda aylık gelirini 30 bin TL olarak beyan etmiştin.

        O gelirle bunca şeyi nasıl alıyordun da, ona buna yolluyordun onu merak ettim.

        Bu akşam Davutoğlu ile

        Bu akşam Davutoğlu ile
        0:00 / 0:00

        Bu akşam saat 21:00’de dönemin Başbakan’ı Ahmet Davutoğlu Teke Tek’te konuğum olacak.

        Sedat Peker’in Suriye'ye giden tırlar ile ilgili söylediklerini, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Davutoğlu ile ilgili odaların dinlenmesinden, CHP ile koalisyon ve HDP’ye destekle ilgili iddialarını kendisine soracağım.

        Ben de merakla program saatimi bekliyorum.

        Kabalığı tercih ederim

        Kabalığı tercih ederim
        0:00 / 0:00

        Gerektiği zaman kaba olmak bazen iyi bir şey galiba.

        Bunu niye mi söylüyorum.

        Dün bir genç okur “Sizin de Sedat Peker’le fotoğraflarınız çıkacak mı?” diye sorduğu için.

        Çıkmaz merak etmeyin.

        Eğer sokakta gelip “Fatih Bey bir fotoğraf çektirebilir miyiz?” demediyse çıkmaz.

        Çünkü böyle kişilerle bir araya gelmem.

        Birkaç sene önceydi.

        Gecce.com adlı internet sitesinin ve Gecce isimli yeme içme rehberinin daveti vardı.

        Sahibi meslektaşımız ısrarla davet etmişti.

        Güneri Civaoğlu, Ertuğrul Özkök başta olmak üzere pek çok yaşça büyük meslektaşımız da orada olacaktı.

        Ben de kırmamak için “Gelirim” demiştim.

        Ancak davete giderken, orada bulunan bir tanıdığı aradım ve sitenin sahibinin masasında kimlerin oturduğunu sordum.

        Aralarında “Sedat Peker” de sayılınca hemen eve geri döndüm.

        Eğer ayıp olmasın diye gitseydim, şimdi benim de bir fotoğrafım olacaktı.

        Ama bizim meslek dikkat gerektiriyor.

        Yine birkaç yıl önce cep telefonum çaldı.

        Arayan Zaman Gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı.

        Açtım.

        “Fethullah Hoca Efendi yanımda. Biliyorsundur ciddi bir rahatsızlık geçirdi. Bir geçmiş olsun demek istersin diye düşündüm” dedi.

        Benden yanıt:

        “Sağol ama istemiyorum.”

        Belki kaba bir tavırdı ama iki gün sonra gazetelerde yayınlanan “Teşekkür ilanında” adımın yer almamasını sağladı.

        Bizim meslekte kabalık bazen gereklidir anlayacağınız.

        Herkesle samimi olmamak da öyle. Çünkü kimin kimle bağlantılı olduğunu bilemezsiniz.

        Uzak durmak en iyisidir.

        Bazen kibirli derler, bazen hıyar, bazen burnu büyük, bazen terbiyesiz.

        Yavşak ve kirli olmaktansa bu sıfatları tercih ederim.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Başka güçleri suçlamanın güçsüzlüğü gösterdiğini unutmadığımız zaman.

        Diğer Yazılar