Bayılıyorum bu sosyal medya ahmaklarına, sosyal medya cühelasına.
Hala “Müsilajla ilgili program yapsana” diyorlar.
Yahu haftalar önce yaptım, siz seyretmediyseniz ben ne yapayım diyorum anlamıyorlar.
Anladığım kadarı ile düşük zekanın sosyal medya ile sentezi zekayı daha da aşağı çeken bir bileşim ortaya çıkarıyor.
Her ne kadar konunun araştırılması iktidar koalisyonu tarafından TBMM’de reddedilmiş olsa da, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum konuya titizlikle eğildiklerini söyledi.
Biz de buna da şükür dedik.
Gördüğüm o ki, birtakım motopompalarla müsilaj oluşumlarını çekmeye çalışıyorlar.
Komik bir yaklaşım.
Bu sorunun böyle halledilemeyeceğini size söyleyeyim.
Bakın arkadaşlar müsilaj da denilen bu deniz salyası ilk olarak Marmara’da görülmedi.
Tarihte rapor edilen ilk deniz salyası oluşumu 1700’lerde, tam yılıyla 1729’da Adriyatik’te.
Adriyatik’te bu sorun Marmara’dan çok önce başladı ve yayıldı.
1980’lerden sonra bir felakete dönüştü.
2000’lerde ise Adriyatik aynen Marmara gibi bitme noktasına geldi.
Sonunda bu denize kıyısı olan 6 ülke oturdu anlaştı ve atık yönetim politikası belirlediler ve sıkı sıkıya uydular.
Adriyatik’te sorun büyük ölçüde azaldı.
6 ülke anlaştı ve sorunu çözme yoluna girdi biz ise tek ülke olarak kendi iç denizimizde bir atık politikası belirleyemiyoruz.
Ve tam aksine Tuna’nın kirli suyunu Marmara’ya aktaracak bir kanal açarak sorunu büyütmeye çalışıyoruz.
Kim bilir belki de TBMM’nin araştırma önergesini reddetmesinin arkasında da bu vardır.