Galatasaray'da seçim var
Bugün Galatasaray’da seçim var.
5 adayın yarıştığı, pek de alışık olmadığımız kalabalıkta bir seçim.
Adaylığını ilk açıklayan isim Metin Öztürk’tü.
Ardından Burak Elmas.
İki yıl kadar önce İnan Kıraç’ın “Bizim Başkan adayımız olmalı” diye işaret ettiği Eşref Hamamcıoğlu ise 3. aday olarak çıktı. (Sezgin Baran Korkmaz’la olan yakın ilişkisi ve son patlayan rezaletteki rolünden sonra bugün seçimlerde arzı endam eder mi İnan Kıraç çok merak ediyorum.)
Onu Işın Çelebi takip etti.
Ardından eski milletvekili İbrahim Özdemir.
Başlangıçta adaylık için çalışmalar yapan ama sonra vazgeçen Yiğit Şardan da son anda Başkan adayı olması durumunda seçilemeyeceğini gören Abdürrahim Albayrak’ın ve Adnan Polat’ın zorlamasıyla Başkan adayı oldu.
Adaylara bakınca gördüğüm şudur.
Metin Öztürk oldukça hevesli.
Ancak yönetim kurulu Dursun Özbek dönemi isimleriyle dolu. Zayıf bir yönetim izlenimi uyandırıyor.
Uzun zamandır çalışmasına rağmen fazlaca bir proje sunamadılar.
Burak Elmas, en hazırlıklı aday gibi duruyor ve açık ara en iyi yönetim kuruluna sahip Başkan adayı. Çok iyi hazırlanmış görünüyorlar. Pek çok projeleri var. Elmas’ın ekibinin tek dezavantajı kulüp yönetiminde tecrübelerinin az, çok uluslu büyük şirketlerin yönetiminde ise çok tecrübeli olmaları. Kulüp tecrübesi olanların kulübü getirdiği durumu düşününce bu belki de bir avantaj.
Elmas’ın Divan Başkanlığı için desteklediği Aykut Derkan’ın dünkü zaferi de Elmas için ayrı bir avantaj oldu.
Eşref Hamamcıoğlu yakından tanıdığım ve Divan Başkanlığına adaylığı sırasında şahsen desteklediğim bir arkadaşım.
Eşref Hamamcıoğlu’nun biraz sert, biraz tepeden bakan biraz da nobran tavrı en önemli dezavantajı. Ekibinde ise Hamamcıoğlu’ndan daha iyi Başkanlık yapabilecek kalitede çok iyi Galatasaraylı dostlarım var.
Işın Çelebi’nin çekilmesinden sonra aday olarak kalan tek eski siyasetçi ve Bakan ise İbrahim Özdemir.
Onun da ekibinde çok sevdiğim isimler var ama Özdemir katıldığı Divan Toplantısında yaptığı konuşma Özdemir’in zaten zayıf olan kazanma şansını ortadan kaldırdı.
Son aday Yiğit Şardan ise benim çok eski bir arkadaşım.
Ancak yaptığı konuşmalarda kerhen adaymış gibi bir izlenim veriyor.
Proje anlatmıyor, hazırlıklarından söz etmiyor, yönetim kurulundaki kişileri bile tanımıyor.
Hayattaki en yakın dostlarımdan biri onun listesinde. Ama listesi Yiğit Şardan’dan çok Abdürrahim Albayrak listesi gibi. Sanki Mustafa Cengiz yönetiminin devamı ve sanki Şardan değil Albayrak yönetecek kulübü.
Aslına bakarsanız benim açımdan bakınca tipik bir kulüp seçimi.
Şöyle ki, herkes arkadaş, herkes tanıdık.
Her listede sevdiğim dostlarım mevcut.
Bu yüzden Mustafa Cengiz yönetimi tarafından kulüpten atılmış olmaktan ve oy kullanamayacak olmaktan çok memnunum.
Gerçi mali genel kurul yapmayarak benim oy kullanma ve aday olma hakkımı elimden aldıkları için bu yönetimi dava edeceğim ama yine de oy kullanmıyor olmak işime geliyor.
Dostlarımdan hiçbirini kırmamış olacağım.
Ama eğer oy kullansa idim en iyi hazırlığı yapan ve en iyi ekibe sahip olduğunu düşündüğüm Burak Elmas’a oy verirdim.
Zaten seçim de büyük oranda Hamamcıoğlu ile Elmas arasında geçecek gibi görünüyor.
Ama bildiğim şu ki, bu seçim Galatasaray için iyi olmayacak.
Kim seçilirse seçilsin çok yüksek bir oy sayısı ile seçilmeyecek.
Ve en küçük hatasında karşısında kalabalık bir muhalefet bulacak.
O yüzden bana göre yapılması gereken en doğru iş Galatasaray’da bildiğimiz, alışık olduğumuz dostluğu, arkadaşlığı yeniden tesis etmek.
Bence her türlü şampiyonluktan daha önemli olan bu.