Aziz Yıldırım tipik siyasetçi
Aziz Yıldırım’ın basın toplantısını izlediniz mi bilmiyorum!
İzlediyseniz veya okudu iseniz sabık bir spor kulübü başkanının haset dolu bir çıkışı diye düşünmeyin.
Tipik bir Türkiye tablosudur Aziz Yıldırım.
Zayıf hafızalı bir topluma nasıl hitap edileceğinin göstergesidir.
Türkiye’nin siyasetinin de aynasıdır belki!
Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Spor Kulübü'nde muhtemelen en uzun süre yöneticilik yapmış kişidir.
Yönetim kurulu üyeliği ve 20 yıla yakın başkanlıkla muhtemelen kulübün rekorlarına sahiptir.
Bir başka rekoru ise en çok Galatasaray şampiyonluğuna tanık olmuş Fenerbahçe Başkanı olmasıdır.
Yıldırım’ın Başkanlığı döneminde, ezeli rakip Galatasaray çok çok gerilerden gelerek şampiyonluk sayısında Fenerbahçe’yi geçmiştir.
Keza Galatasaray’ın Avrupa Şampiyonluğuna ve Süper Kupa’yı alışına tanıklık etmiş tek Fenerbahçe Başkanı'dır.
Sportif olarak başarı diye sunduğu tek argümanı kendi sahasında rakiplerine uzun süredir yenilmiyor olması ve çok pahalı basketbol takımı ile Avrupa’da şampiyonluk elde etmiş olmasıdır.
Bunları bir kenara bırakırsak bile Aziz Yıldırım iyi bir Başkan değildir. Efsane Başkan hiç değildir.
Kulübü mali açıdan büyük bir çöküşe sürüklemiş, kaybettiği seçimlere giderken Avrupa’dan yasaklı, mali açıdan batık, transfer yapması mümkün olmayan, 800 milyon dolar borçlu bir kulübün Başkanı’dır Aziz Yıldırım.
Denizin bittiği yerdedir.
Muhtemelen son katıldığı seçimleri kazanmış olsa idi, bugün değil basın toplantısı yapmak, sokağa çıkacak hali olmazdı.
Fenerbahçe camiası durumu gördüğü ya da en azından hissettiği için son seçimlerde Aziz Yıldırım’ı yolladı ve yerine rekor oyla Ali Koç’u seçti.
Ali Koç sportif olarak çok başarılı olamasa da, en azından kulübün mali dengesini toparladı.
Kulübü transfer yapabilecek hale getirdi.
Şahsi gücünü kullanarak kulübe ciddi gelir kaynakları yarattı.
Projeleri yeniden başlattı.
Kulübü büyük bir çöküşün, bir uçurumun eşiğinden aldı.
Aziz Yıldırım ise hafızasız topluma güvenerek 3 yıl bekledi ve ortaya çıktı.
Kulübün mali yapısını çökerten kendisi değilmiş gibi Ali Koç’u eleştirmeye başladı.
En fazla Galatasaray şampiyonluğu gören kendisi değilmiş gibi sportif başarısızlıktan dem vurdu.
Ve en vahimi kulübe kendisi tarafından üye yapılmış FETÖ’cülerin suçunu bile Ali Koç’a yıkmaya kalkıştı.
Bu bana Türkiye’deki siyaseti hatırlatıyor.
Pek yakında aynı yaklaşımı siyasette, yerel yönetimlere dönük olarak görebileceğimiz hissiyatın uyandırıyor.
Fenerbahçe kongresi üyeleri Türkiye averajından daha akıllı olduğu için Aziz Yıldırım’ın yaklaşımı Fenerbahçe’de etkili olmaz.
Siyasette etkili olup olmayacağını ise pek yakında görürüz.