Sporda da liyakat
Son günlerde bizi sevindiren ender haberler Tokyo’dan, Olimpiyatlardan geliyor.
Voleybol, okçuluk ve cimnastikte tarihi başarılar elde ediyoruz.
Sporcularımızı da bağrımıza basıyor, övgülere boğuyoruz.
Sporcularımızı öveceğiz elbette ama onların arkasındakileri de unutmamak lazım.
Çünkü aslında yukarıda bahsettiğim liyakat meselesinin ne kadar önemli olduğunu da gösteren bir gerçeği ortaya koyuyor bu başarılar.
Mesela okçulukta tarihteki ilk altınımızı aldık Mete Gazoz’la.
Mete canımız ciğerimiz, aslan gibi bir Cumhuriyet genci.
Ama Mete’nin yanında, arkasında büyük emek veren ailesinin yanı sıra bir kişi daha var.
Okçuluk Federasyonu Başkanı ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı ve Dünya Okçuluk Federasyonları Birliği Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener var.
Müteahhit olduğu için, zengin olduğu için değil spora gönül verdiği ve okçuluğun dünyadaki önemli isimlerinden biri olduğu için o görevde.
Hakkıyla layığıyla.
Ve haliyle sonuç başarılı.
Keza cimnastikçilerimiz.
Cimnastikte yıllardır çok önemli başarılara imza atıyoruz. Tokya’da umduğumuzun bir tık altında olsak bile başarılıyız.
Peki o Federasyon'un başında kim var?
Merak etmeyin, milyarlık bir müteahhit değil.
Suat Çelen var.
Suat Çelen kim?
Bir büyük jimnastik sporcusu. Bu spora “Çelen hareketi” olarak geçen bir hareketin mucidi. Bir büyük cimnastikçi.
Yeterince destek göremediği için büyük şampiyonluklar alamadı ve şimdi o büyük şampiyonları destekliyor Başkan olarak.
Keza Volebol Federasyonu.
Kızlarımızla gurur duyuyoruz ama zaten Türkiye’de kadınlar voleybolu bir ekol. Dünyanın en iyi kadınlar voleybol ligi Türkiye’de.
Federasyon Başkanı ise bir voleybolcu.
Mehmet Akif Üstündağ. Siyasi görüşünü bilmem bile.
Bu sporu önce sporcu, sonra antrenör olarak yapmış bir isim. 5 yıldır da Federasyon Başkanı.
Anlayacağınız başarı boşa gelmiyor.
Liyakate geliyor.
Her şeyde olduğu gibi.
Vurguncu müteahhidi federasyon başkanı yaparsan rezil, hak edeni yaparsan şampiyon oluyorsun!