Sorumlu yasa ile belirlenir lafla değil
Tarım ve Orman Bak(may)anı Bekir Pakdemirli tarafından başlatılan tartışma dün gece yeniden alevlendi.
Bekir Pakdemirli orman yangınlarını söndürmedeki başarısızlığın topunu belediyelere atmış ve “Benim gördüğüm orman yerlerindeki sorumluluk belediyelerindir. Orman yerlerindeki yerleşim birimlerindeki birinci dereceden sorumluluk belediyelerdedir ama yapmadılar ve ormanlar yanmak zorunda kaldı” demişti.
Pakdemirli’nin bu sözleri büyük tepki çekmiş, İçişleri Bakanı makul bir açıklama ile sorumluluğu paylaşmış, iktidara yakın kulis yazarları da Pakdemirli’nin bu sözlerinin Erdoğan’ı kızdırdığını iddia etmişlerdi.
Dün gece bu kulis yazarlarının hiçbir halttan haberi olmadığını, Pakdemirli’nin de Erdoğan’ı kızdırmadığını öğrendik.
Çünkü aynı cümleyi Erdoğan da kurdu ve topu belediyelere attı.
Ne de olsa kıyılardaki yangın bölgelerinde birkaç ilçe hariç genelde CHP’li belediyeler vardı ve orman yangınlarını söndürmedeki başarısızlık “CEHAPE zihniyetine” doğru yönlendirilebilirdi.
Ama ben lafa bakmam yasaya bakarım.
Çünkü Türkiye her ne kadar bir hukuk devleti değilse de, hala en azından bir yasa devleti ve buyrukla yönetilmiyor. Buyrukların da yasaya uygun olması gerekiyor.
En tepedeki yasa ise Anayasa ve ormanlarımız en başta Anayasamız ile korunuyor.
Bakın Anayasa’nın 169. Maddesi’nin ilk cümlesi ne diyor:
“Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir.”
Anayasa “gözetim” derken Bekir Pakdemirli’ninki gibi “bakmaktan” bahsetmiyor.
Korumayı kast ediyor.
Gelelim Anayasa’ya uygun olarak çıkartılan Orman Kanunu’na.
Orman Kanunu’nun 69. maddesi orman yangınlarından kimin sorumlu olduğunu söylüyor:
“Madde 69 – (Değişik: 19/4/2018-7139/14 md.)
Orman idaresi, orman yangınlarını önlemek ve söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar veya yaptırır.
Orman sayılan alanlar dışındaki yangınlarda ormana sirayet etme riski bulunan kırsal alan yangınlarının söndürülmesine imkânlar ölçüsünde katkı sağlanır. Bu maksatla görevlendirilen personel hakkında 71'inci madde hükümleri uygulanır.
Orman yangınlarını önlemek maksadıyla, orman yangını öncesinde ve yangın esnasında orman idaresi ile diğer kamu kurum ve kuruluşları arasındaki koordinasyonu, mahallin en büyük mülki idare amiri sağlar. Kamu kurum ve kuruluşları, mahallin en büyük mülki idare amirinin verdiği talimatları yerine getirmek ve her türlü desteği sağlamakla yükümlüdür.”
Yangın söndürme çalışmalarına fiilen katılan resmi ve özel her türlü aracın akaryakıt giderleri Orman Genel Müdürlüğünce karşılanır.”
Yani belediyeler sadece Orman İdaresi’nin taleplerine bağlı olarak konuya destek olmakla görevli.
Hangi belediyeler derseniz, iktidar partisinden olmayanları valiler tarafından koordinasyon toplantılarına çağrılmayan belediyeler.