Bir garip durumdur gidiyor.
Allah sonumuzu hayretsin derler ya, tam bu.
Orman yangınları sonunda sönmeye başladı.
Kimi orman çalışanları ve gönüllüler çok sıkı çalıştığı için, kimi rüzgar durduğu için, kimi yanacak yer kalmadığı için yavaş yavaş külleniyorlar.
10 güne yakın süren yangın fırtınası şimdilik yavaşladı, Köyceğiz dışında büyüyen yangın kalmadı.
Bu süreçte sınıfta kalan ise Tarım ve Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü oldu.
Bütün eksiklikleri, bütün liyakatsizlikleri, bütün parasızlıkları ve kısıtlı parayı yanlış yere harcamışlıkları kabak gibi ortaya çıktı.
Yangınla mücadelede iktidarın tavrı son dönem Türkiye’de yaşananların özeti gibi gözümüze sokuldu.
Hazırlıksızlık, beceriksizlik, liyakatsizlik, partizanlık, gereksiz harcamalar, lükse düşkünlük, her şeyi maddiyat olarak görme, kabalık.
Ve tabii tutarsızlık.
Düne kadar “Yangınları söndürmek belediyelerin işi” diyen iktidar kafası, şimdi de yangınlar sönsün diye canla başla çalışanları yangın yerlerinden uzaklaştırmaya çalışıyor.
Sanki milletin elele yangını söndürmesinden mutsuz olmuşlar gibi.
Sanki “Bırakın biz söndürmeyelim” der gibi.
Sanki oraların yanmasından mutlu olmuşlar gibi.
Sanki tüm komplo teorilerini haklı çıkarmak istermiş gibi.
En iyi niyetli düşünce ile sanki sönmüş yangın alanlarında sadece iktidar mensupları kahramanlık pozu verebilsinler ister gibi.
Oysa yangın bölgelerinde hala çok büyük bir koordinasyon eksikliği var.
Yardım götüren herkesin tek ortak söylemi bu.
Hiçbir yerde gelen yardımların nasıl toplanacağı, nasıl dağıtılacağı, kime dağıtılacağı, nasıl depolanacağı, sorumluluğun kimde ya da kimlerde olacağı gibi bir hazırlık yok.
İyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışan gönüllüler var ama koordinasyon yapacak ne kapasiteleri var ne de yetkileri.
Tam bir kim kime dum duma durumu.
İş yangın bölgelerindeki belediyelere düşüyor.
En hızlı biçimde örgütlenmeleri lazım.