Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İngiltere, COVID 19 tedbirleri nedeniyle Türkiye’yi uzunca bir süredir “kırmızı liste”de tutuyordu.

        Yani Türkiye’den İngiltere’ye gidecek olan herkes, İngiliz vatandaşları ve hatta İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi dahil herkes, İngiltere’ye varışında 10 gün İngiliz hükümeti tarafından belirlenmiş bir otelde karantina altına alınıyordu.

        10 gün boyunca otelden çıkamıyor, yemeği bile odasına getiriliyor ve bunun için de kişi başı 2.300 pounda yakın bir para alınıyordu.

        Yani 2 küçük çocuklu 4 kişilik bir ailenin İngiltere’ye girmesinin karantina maliyeti ise en az 3.150 pound'u (36.250 TL) buluyordu.

        Hindistan gibi salgının çok daha yoğun yaşandığı ülkeler bile kırmızı listeye alınmazken Türkiye’nin böyle bir muameleye maruz bırakılması tepkilere neden oluyor, herkes İngiltere’ye kızıyordu.

        Oysa bu mesele Türkiye karşıtlığından değil, basit bir prosedürden kaynaklanmaktaydı.

        İngiltere, Türkiye’den gelecek olanları kırmızı listeden çıkarmak ve karantinasız ülkeye sokmak için çok basit bir talepte bulunuyordu.

        Veri paylaşımı.

        İngiltere’nin Türk Sağlık Bakanlığı’ndan istediği COVID 19 vakalarının örneklem teşkil edecek yüzde 3 gibi küçük bir bölümünün “varyant dizilimini” GISAID sistemine yüklemesiydi.

        GISAID yıllar önce grip virüslerinin genom verilerine erişmek için kurulmuş ve şimdi COVID 19’a neden olan virüslerin genomlarını da toplayan açık bir kaynaktı.

        REKLAM

        Buradan varyantların yapıları hakkında bilgi ediniliyordu.

        İngiltere’nin bunu talep etmesinin nedeni, Türkiye’de farklı bir varyant çıkıp çıkmadığını görmek ve eğer yeni bir varyant görüldüyse buna karşı önlem almaktı.

        Yani Türkiye’ye özel bir durum değildi.

        Türkiye, İngiltere’nin bu talebini bilmesine rağmen yaz başından beri bu verileri, yani varyant dizilimlerini GISAID sistemine yüklememekte ısrar etti.

        İngiltere de Türkiye’yi kırmızı listeden çıkarmamaya.

        Haziran ve Temmuz aylarında da bu yapılmayınca turizm sezonu kaçırıldı ve yazı neredeyse 0 İngiliz turistle geçirmek zorunda kaldık.

        Çünkü hiçbir İngiliz 500 pounda Türkiye’de 10 gün tatil yapıp ülkesine geri dönebilmek için 2.300 poundluk karantinaya girmek istemedi.

        Ve Türkiye sonunda pes etti.

        Ağustos ayı boyunca yeni bulunan vakaların yaklaşık yüzde 4’lük bölümünün genom dizilimleri GISAID veri tabanına yüklendi.

        Bu nedenle yarın muhtemelen Türkiye kırmızı listeden çıkarılacak.

        Ama turizm sezonu bittikten, İngiliz turistlere bel bağlayan binlerce işletme yazı zararla kapattıktan sonra.

        300 bini azımsamak

        300 bini azımsamak
        0:00 / 0:00

        Türkiye daha doğrusu Türkiye’yi idare edenler Afgan göçmenler meselesine sonunda bir miktar da olsa uyandılar.

        Yavaş yavaş “Kabul edilemez” falan diyorlar.

        Etsen ne olur, etmesen ne!

        Atı alan Üsküdar’ı geçmemiş, Üsküdar’a yerleşmiş. Sen şimdi “Türkiye Afganların toplanma merkezi olamaz” diyorsun.

        Onlar için komedi, ülkenin geleceği için ise trajedi.

        Çok açık bir saldırı diyorum haftalardır.

        Bunu Yunanistan’a konuşlanan ABD ordusunun varlığı ile birlikte hesaplayın diyorum uzun zamandır.

        İdare edenler ise “Yahu öyle birkaç milyon değil topu topu 300 bin Afgan geldi” diyor.

        Tabii ki, doğru değil.

        Bakın devletin resmi verilerine göre bile 2017’de 45 bin, 2018’de 100 bin, 2019’da 201 bin, 2020’de 50 bin, 2021’in ilk altı ayında 50 bin Afgan göçmen yakalanmış.

        Bakın gelmiş değil, yakalanmış.

        Asıl akının Haziran’dan sonra başladığını düşünürseniz sayıyı da üç aşağı beş yukarı tahmin edersiniz.

        Ama hadi nezaket gösterelim ve idare edenlerin verdiği sayıyı doğru kabul edelim.

        Diyelim ki gerçekten 300 bin Afgan göçmen gelmiş olsun!

        Az mı!

        Düşünün ki, Türkiye’de nüfusu 300 bini bulmayan 20 kentimiz var.

        Bir şehir gelmiş, şehir.

        Estonya 10 göçmen alırım diyor, millet alay edince sayıyı 30’a çıkarıyor.

        Bize ne girdiği belli değil ama resmen 300 bin girmiş.

        “Abartmayın. Topu topu 300 bin” diye kendimizi teselli ediyoruz.

        Hele hele son gelenlerin tamamı genç erkek.

        Bunu bile önemsemiyoruz.

        Bunun nedenini bile sorgulamıyoruz.

        Trol kafası ile nereye kadar

        Trol kafası ile nereye kadar
        0:00 / 0:00

        İngiliz basınının “İngiltere, Türkiye ve Pakistan’da Afgan mülteciler için bu ülkeler ile birlikte kamp kuracak” haberi Türk Büyükelçiliği’nin yoğun çabaları sonucunda bazı medya kuruluşları tarafından kaldırıldı.

        İngiliz medyasından bu haberi alıp Türkiye’de duyuran benim gibi birkaç gazeteciye ise paralı troller ve bu trollerin vekili seviyesizler tarafından başlatılan saldırı ise sürüyor.

        Sanki biz olmayan bir şeyi uydurmuşuz gibi.

        Kardeşim bu haberler İngiliz basınında yer aldı ve İngiliz basını bu haberlerini Savunma Bakanlığı kaynaklarına dayandırdı.

        Ve kopan kıyamete rağmen İngiliz Savunma Bakanlığı hala “Böyle bir şey söz konusu değil. Medyaya bu yönde beyanat veren Savunma Bakanlığı mensubu adına özür diliyoruz” falan demedi.

        Ama Türkiye’de medyayı trol kafası ile kontrol edebileceğini düşünen ve trollerin gerçekleri ortadan kaldırabileceğini zannedenler bize saldırıyor, saldırtıyor.

        Oysa bize saldırmanız değil, bunu size haber verdiğimiz için teşekkür etmeniz lazım.

        Teşekkür.

        Türkiye’yi Televole kültüründen gelen seviyesiz futbolcu eskileri ile değil, muhalif bile olsalar akıllı ve vatansever insanlarla daha ileri götürebilirsiniz.

        Öyle bir niyetiniz var ise tabii.

        Üniversite Talibanı

        Üniversite Talibanı
        0:00 / 0:00

        Habertürk’ten Mehmet Akif Ersoy yılın gazeteciliğini yapıyor.

        Çok dolambaçlı yollardan Afganistan’a, Kabil’e kadar ulaştı ve müthiş haberler yapıyor.

        En büyük bombası ise Taliban’dan bir gençle yaptığı röportajdı.

        Bu Taliban mensubu Ersoy’a Türkiye’de Malatya Üniversitesi’nden kabul aldığını ve Türkiye'ye okumaya geleceğini anlatıyor.

        Biz Taliban’ı Afgan ve Pakistan medreselerinin talebeleri olarak biliyorduk.

        Meğer bizim üniversitelere kadar gelmişler.

        Bir ülke için bundan daha kıymetli bir uyarı olabilir mi!

        Yolgeçen hanı ve dingonun ahırı haline gelen ülkeye herkes elini kolunu sallaya sallaya geliyor.

        Üniversite okumaya kabulle gelen Taliban mensubu var ise eğer, siz bir de dağlardan kaçak gelenlerin kimler olabileceğini bir düşünün.

        İktidar olunca hakaret serbest mi!

        İktidar olunca hakaret serbest mi!
        0:00 / 0:00

        Hatırlayanlarınız olabilir, iki sene kadar önce bir emniyet mensubu ile tartışmam gündem oldu.

        Baygın vaziyette kaldırımda oturan bir aile bireyini hastaneye götürmek üzere otomobilimin evin önünde bir dakika durmasını engelleyen ve “Hastan varsa ambulans çağırın” diyen, benim “Bu trafikte ambulans yarım saate gelemez. Bırak da götüreyim” dememe arkasını dönüp giden bir emniyet mensubunun yanından uzaklaşırken kendi kendime söylenmiş ve emniyet mensubuna onun duymayacağı şekilde hakaret etmiştim.

        Birisi de bunları kayda alıp genç memura göstermiş, bununla yetinmemiş sonra da iktidar yanlısı medyaya servis etmişti.

        Genç memurla buluşup kendisinden özür dilememe rağmen iktidar yanlısı medya günlerce bu işin üzerinde tepinmişti.

        Çünkü her ne kadar yüzüne karşı söylenmemiş olsa da yapmamam gereken bir şeydi.

        Özür gerekiyordu.

        Şimdi bir iktidar milletvekilinin polislere ağır hakaret ve tehdit görüntüleri ortalıkta.

        Ve bana demediğini bırakmayan iktidar yanlısı medyadan çıt yok.

        Ben bana niye yaptınız demiyorum.

        Şimdi niye sessizsiniz diye soruyorum sadece.

        Sessizlik bir yana hakarete uğrayan polisleri suçlu ilan ettiniz.

        Açık söyleyin, iktidardan olunca polise hakaret serbest mi!

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Kaliteli karşıta hasret kalmadığımız zaman.

        Diğer Yazılar