Hafta sonunda Habertürk’te son dönemin nasıl gerçek dışı, düzmece bilgilerle oluşturulmuş algılar üzerine inşa edildiğini gösteren şahane bir örnek yaşandı.
Hülya Hökenek’in programında, iktidar destekçisi bir katılımcı mevcut ekonomik durumu savunurken ekonomik gidişatı eleştiren Mahfi Eğilmez’i hedef alarak, “Mahfi Eğilmez’in Merkez Bankası Başkanlığı yaptığı dönemi de gördük biz. 2001 krizinde ülkeyi batıranlardan biridir Mahfi Eğilmez. Eğilmez, ekonomi hakkında konuşamaz, ekonomiyi batıran adamdır” diye bir cümle sarf etti.
Kulaklarıma inanamadım.
Mahfi Eğilmez’in son yıllarda ekonomi üzerine yazdığı pek çok şeyi eleştiririm, onun da pek çok ekonomist gibi tutmayan tahminlerini alaya alırım, gamlı baykuş tarzını çok doğru bulmam ama Mahfi Eğilmez’in hayatında bir gün bile Merkez Bankası Başkanlığı yapmadığını, 2001 krizinde bırakın Merkez Bankası Başkanı olmayı, kamuda görevli bile olmadığını bilirim.
Hatta tam aksine 2001 krizi sırasında Mahfi Eğilmez’in çok sert eleştiriler yaptığını da hatırlarım.
Ama bunların hiç önemi yok.
Programın katılımcısı, iktidarı savunmak ve bir eleştirmeni karalayıp savuşturmak adına doğru olmayan bir bilgiyi insanların gözünün içine baka baka veriyor.
Belki gerçeği biliyor belki de gerçekten öyle zannediyor.
Ama sonuçta doğru olmayan bir bilgi doğru imiş gibi milyonlara veriliyor.
Ve ne yazık ki, bu dönemin normali de bu.
Söylediğinizin doğru olup olmaması önemli değil.
Önemli olan iktidarın işine yaraması.
Mesela iktidarı övmek ve geçmişi karalamak için “Bizden önce buzdolabı yoktu” diyebiliyorsunuz.
“Otoyol yoktu” diyebiliyorsunuz.
Kırk, elli sene önce, benim çocukluğumda bir kez olmuş bir meseleyi sanki AK Parti iktidarından hemen önce ve hep olmuş gibi göstererek “Yağ kuyrukları vardı” diyebiliyorsunuz.
1978 yılında, Demirel hükümeti zamanında bir süre petrol ithal edilemediği için oluşmuş akaryakıt kuyruklarına sanki AK Parti’den hemen önce olmuş gibi “Akaryakıt kuyrukları var” diyerek bir de üzerine CHP’ye mal edebiliyorsunuz.
O günleri yaşamayanların veya cühelanın buna inanmasını da sağlayabiliyorsunuz.
Çünkü ne buzdolabının ne Sana yağının ne otoyolların çıkıp “Yalan" deme şansı yok.
Ama Mahfi Eğilmez çıkıp “Ben hayatımda Merkez Bankası’nda çalışmadım” diyebiliyor Allah'tan.
Ama emin olun şimdi de “Bu yeteneksiz adam Merkez Bankası’nda işe bile alınmamış, şimdi ekonomi üzerine ahkam kesiyor” diyeceklerdir.
Ne de olsa artık olguların önemi yok.
Her şey algı.
Algı yaratmaya çalışıyorlar.
Ama çarşı pazardaki algının farkında değiller.
Asıl yarattıkları algı orada.
Marketlerde, bakkalda, manavda, her gün değişen etiketlerde.