Yapıcı belirsizlik
10 büyükelçinin yaptığı terbiyesizliğe ilk tepkiyi buradan ben gösterdim herhalde.
“İşinize bakın. Bu bizim meselemiz” diye.
Yaptıklarının sonucunun ne olacağını bilmemeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu gollük pastan yararlanacağını öngörmemeleri imkansızdı.
Onu da yazdım.
Hatta Allah biliyor ya, bir erken seçim hazırlığının parçası mı diye geçirdim içimden.
Öyle ya her seçim öncesi Batı ile bir kavga artık ‘vakayı adiye’den olmuştu.
Sonrası da beklediğimiz gibi gelişti.
Erdoğan “Bakanıma söylerim, attırırım sizi ülkemden” diyerek bir anda krizi en tepeye taşıdı.
Öyle ki, “Galiba seçim umduğumuzdan bile yakın” diye geçirdim içimden.
Öyle ki, bu “talimat” ile Cumhurbaşkanı Erdoğan Cadılar Bayramı’na denk gelecek olan Biden görüşmesini bile riske atıyordu.
Dahası Ortadoğu’dan sonra Avrupa’da en yoğun ticaret yaptığımız ülkelerle bile büyükelçisiz bir sürece gidecektik.
El fazla yükseltilmişti.
Dışişleri’nin durumdan memnun olmadığı, bir çıkış aradığı dedikodusu yayıldı hemen.
“Akil insanlar” devreye girip, fazla yükselen gerilimi bir miktar aşağı çekmeye çalışıyordu belli ki.
Ve sonunda dün öğleden sonra “manasız” bir açıklama geldi ABD Büyükelçiliğinden.
Türkçe metne göre hafif bir geri adım vardı ama İngilizce metin farklı bir şey söylüyordu.
Belli ki, Saray’daki ve Dışişleri’ndeki akiller “Siz bir şeyler söyleyin, biz de bunu kullanarak durumu toparlayalım” ricası iletmişlerdi.
İlişkileri tümden koparmak istemeyen ülkeler de “yapıcı belirsizlik” denilebilecek bir açıklama yaptılar.
Kendi kamuoylarına ya da entelijansiyalarına “Durduğumuz yerde duruyoruz” deme pozisyonlarını korurken, Türkiye’deki iktidara ise “Bakın geri adım attılar” diyerek şerefli bir dönüş yapma fırsatı verdiler.
Az gittik uz gittik.
Bir de baktık ki, bir arpa boyu yol gitmemişiz.
Arada dolar bir çıktı bir indi.
Tüm bu olacakları en iyi tahmin edenin başına gökten üç elma düştü.