Tabii ki palavra
Farkındasınızdır muhtemelen, bir süredir Cumhurbaşkanlığı adayları ve seçimle ilgili bir taraflarından uydurdukları senaryoları yazan “gazetecimsi" grubu ile dalga geçiyorum.
Abuk sabuk, ipe sapa gelmez, hiçbir gerçek dayanağı olmayan sallamaları bize “kulis bilgisi” diye dayayıp duruyorlar.
Aslında ne böyle bir kulis var, ne de anlattıkları gibi bir gelişme olasılığı.
Tümden uydurma.
Dün de ben bu hayali kaynaklara dayalı senaryolarla dalga geçerek, yeni bir sallama senaryoyu kaleme aldım.
Üstelik de aynen askerlikteki “erken tezkere” hikayeleri gibi uyduranın da bir süre sonra inandığı senaryolardan birini.
Anayasa Mahkemesi'nin başkanlık sistemini iptal edeceği, böylece iktidarın tükürdüğünü yalamadan ve hata yaptığını kabul etmeden parlamenter sisteme geri dönerek paçayı kurtaracağı bir senaryoyu.
Hemen Anayasa Mahkemesi’nden aradılar sağ olsunlar.
“Fatih Bey, içine Anayasa Mahkemesi’nin de katıldığı bu tip senaryolardan biz de bıktık. Aslında bu hikayeler bizim de kulağımıza geliyor, sağda solda yazanlar da oluyor. Açıkçası yanıt bile vermiyoruz ama siz yazınca ciddiye alıyor ve bu vesile ile bu uydurma hikayelere son vermek istiyoruz” diyerek.
Anayasa Mahkemesi çok açık bir dille “Mahkememize başkanlık sisteminin tümden iptali ile ilgili bir başvuru bulunmamaktadır. Ne ana muhalefet partisinin, ne de Anayasa Mahkemesi’ne itiraz etme yetkisine sahip herhangi bir kurumun başkanlık sisteminin Anayasaya aykırılığına ilişkin açmış bir olduğu dava mevcuttur. Mevcut olmayan bir şeyi gündeme almamak gibi bir durum söz konusu olmadığı gibi, mevcut olmayan bir şeyi gündeme almamız da söz konusu olamayacaktır. Olmayan bir başvuruyu görüşmek ve olmayan bir başvurudan Anayasa’ya aykırılık çıkarıp başkanlık sistemini iptal etmek de elbette mümkün değildir. Anayasa Mahkememiz her türlü başvuruyu makul süre içinde ele alıp sonuçlandırma gayreti içindedir. Olmayan bir başvuru üzerinden, mahkememizin karar alacağı ile ilgili senaryolar son derece anlamsızdır.”
Yani anlayacağınız tüm senaryolar palavra.
Keşke her palavra iddianın muhatabı aynı hızla çıkıp, bu durumu yalanlasa ama kişilerin de yalan bile olsa adlarının geçmesi hoşlarına gidiyor olmalı.
Ama ben size söyleyeyim.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Coca Cola eski CEO’su ve eski yönetim kurulu başkanı Muhtar Kent’i aday göstereceği palavra.
CHP’nin adayının ekonomist Özgür Demirtaş olduğu ve kendisine teklif götürüldüğü palavra.
İlhan Kesici’nin aday gösterileceği palavra.
Başkanlık sistemine Anayasa Mahkemesi kararı ile dönüleceği palavra.
Meral Akşener’in gönlündeki adayın Ekrem İmamoğlu olduğu palavra.
Ve seçim ortamına girilinceye kadar bundan sonra duyacağınız her şey büyük ihtimalle uydurma.
Ama bu kadar çok palavradan elbette biri doğru çıkacaktır.
Ama Milli Piyango’nun çıkma ihtimali kadar.