The Cemaat, The Test
Dün öğle saatlerinde başladı dedikodu.
Fetullah Gülen ölmüştü.
Daha doğrusu öldürülmüştü.
Zehirlenmişti.
The Cemaat’e sızan bir istihbaratçı zehirlemiş ve kaçmıştı.
Yakın adamlarından biri de intihar etmişti.
Sonra dedikodu detay kazanmaya başladı.
ABD’deki FETÖ’cüler akın akın Pensilvanya’ya gidiyordu.
Fetullah ölmese niye gitsinlerdi ki!
Bazı gazeteci dostlarımız, “Bilgi kesin, Ankara’dan onaylattım” diye mesaj atıyordu.
O mesaj elden ele dolaşıyor, meseleye ciddiyet katıyordu.
Eş dost tanıdık beni aramaya, “Sen biliyor musun?” demeye başlayınca mecburen soruşturayım dedim.
Hem kendi kaynaklarımı, hem de iktidara yakın dostlarımı devreye soktum.
Ankara’dan doğrulandığı iddia edilen haberi, Ankara’da kimse doğrulamıyor, doğrulayamıyordu.
Devletin kurumlarının elinde böyle bir bilgi yoktu.
“Sorduk soruşturduk böyle bir bilgi yok” yanıtını veren bir üst düzey görevliye, “Acaba bir de enişteye mi sorsanız” şeklindeki esprim pek hoş karşılanmasa da, dün akşam saatlerine kadar bu bilgiyi ne Türkiye’den ne de ABD’den teyit ettirebildim.
Bana göre bu dedikodunun kaynağı, bizzat Gülen örgütü içinden birileri olmalıydı.
Kendi içlerinde bir test, örgütteki kimilerinin kendi güçleri üzerindeki bir SWOT analizi yapmak için böyle bir palavrayı uydurmuş ve sızdırmışlardı.
Gülen sonrası dönemde kim ne yapacak, kim nasıl tavır alacak, gruplar nasıl şekillenecek, güç kavgası hangi yönde gelişecek bunu görmek için yapılan bir manevra, postmortemi araştırmak için yapılan bir premortem denemeydi.
Bu iddianın ortaya çıkardığı sonuçların, bugün CIA koridorlarında bir odada ele alındığından bence emin olabilirsiniz!