Hiçbir şeye sinirlenmiyorum, aptal yerine koyulmaya sinirlendiğim kadar.
Sürekli ama sürekli bir biçimde aklımızla alay ediliyor, aklı olanlarla alay ediliyor, aklını kiraya vermeyenlerle alay ediliyor.
Düne kadar bas bas bağırıp, Birleşik Arap Emirlikleri'ni darbenin destekçisi olmakla, Türkiye’yi karıştırmakla, dış güçlerin maşası olmakla, Türkiye’yi karıştıran üst akla hizmet etmekle, darbenin sponsoru olmakla suçluyorlardı.
Bugün Birleşik Arap Emirlikleri aynı Emirlik, ne başındaki adam değişti, ne sonundaki adam değişti, ne yönetim anlayışı değişti, ne de biz ettik siz etmeyin diyerek nedamet getirdi ama darbenin destekçisi, dış güçlerin maşası, Türkiye’nin karıştırıcısı bir anda Türkiye’nin dış güçlere karşı verdiği iddia edilen ekonomik kurtuluş savaşının destekçisi haline geldi.
Ne oldu, dışarda genel af mı çıkardı iktidarımız.
Yoksa Birleşik Arap Emirlikleri’nin işlediğini iddia ettiğimiz tüm bu suçlarını paraya mı çevirdi!
10 milyar dolar mıydı bunun cezası!
Bizim taraf affın bedelini açıklamıyor ama Emirlik kaynaklarından Türkiye’ye 10 milyar dolarlık yatırım yapılma sözü verildiğini öğreniyoruz.
10 milyar dolar.
Ne karşılığı, neye karşılık belli değil.
Daha önce de yazdım, hatırlattım, BAE’nin TAQA şirketi 2011 yılında da Türkiye ile yaklaşık 13 milyar dolarlık bir anlaşma yapmıştı.
Ama o zaman ne verildiği belliydi.
Afşin Elbistan bölgesindeki madenlerin işletme ve bölgede elektrik üretim hakları verilmişti.
Emirliklerin şirketi 1 yıl geçmeden anlaşmayı bozmuş, arkasına bakmadan kaçarak ülkeyi terk etmişti.
O gün niye terk etti bilmiyoruz.
Aynen bugün niye geri geldiklerini bilmediğimiz gibi.
Ama o gün kendilerine ne verildiğini biliyorduk en azından.
Bugün onu da bilmiyoruz.
Gelmesin demiyoruz.
Uzlaşılmasın, düşman kalalım da demiyoruz.
Bas bas onlar düşman diye bağıranlardan zaten hiç olmadık.
İstediğimiz tek şey var.
Bilmek.
Hani demokrasiyiz ya.
Halk olarak bilmek istiyoruz.