Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İktidar partisi milletvekili Alpay Özalan’ın TBMM’deki saldırganlığı epeyce bir tepki çekiyor.

        TBMM’de ne zaman bir kavga var ise, Özalan sıkılmış yumrukları ile orada.

        Belli ki, AK Parti’nin bir “sporcu kontenjanı” var.

        Bu kontenjanı önce Hakan Şükür, sonra Hamza Yerlikaya, şimdi de Alpay Özalan kullanıyor.

        Allah'tan Hamza Yerlikaya, Alpay Özalan tarzı bir siyaset anlayışına sahip değildi.

        Bir pehlivan tüm muhalefeti tek başına yere serecek güce sahiptir, bilirim.

        Ama Hamza Yerlikaya buna yeltenmedi.

        Alpay Özalan’ın tek özelliği ise buna fazlasıyla yelteniyor olması.

        Ancak ben buna şaşırmıyorum.

        Çünkü gençler belki hatırlamaz ama Alpay Özalan, bir zamanlar Türkiye’nin “Televole” kültürünün en önemli aktörüydü.

        İçinde o dönem çağrıldığı şekliyle “Alpay” olmayan bir Televole düşünülemezdi.

        Televole muhabiri Akın Sel’in Kompela ve Alpay olmayan bir anı yoktu.

        Ve Alpay’ın bugünkü davranış biçimini o zaman Sergen, gayet güzel özetlemişti.

        Akın Sel, futbolculara birbirlerinin karikatürlerini çizdiriyordu.

        Sergen de takım arkadaşı Alpay’ın karikatürünü çizmişti.

        O karikatürü hatırlayanlar, bugünkü Alpay Özalan’a hiç şaşırmıyorlar.

        Çin uymadı, Bangladeş verelim

        Çin uymadı, Bangladeş verelim
        0:00 / 0:00

        Dün akşam Teke Tek’e katılan Chicago Üniversitesi Profesörü Ufuk Akçiğit, Türkiye’nin Çin modeli ile kurtarılıp kurtarılamayacağını bilimsel bir biçimde anlattı.

        Akçiğit’te boş laf yok.

        Her şeyi sayılarla önümüze koyuyor.

        Bu kez de sayıları konuşturdu.

        (Verilere bu linkten ulaşabilirsiniz.)

        Türkiye sözde Çin gibi yapıyor ve düşük işçilik maliyeti rekabetçi olacak, bu rekabetçilik ile ihracatı arttıracak ve bu yolla zenginleşecek ya!

        Akçiğit, istatistik ve verilerle bunun olup olamayacağını ortaya koydu.

        Ufuk Hoca’nın ortaya koyduğu verilerle bu en azından orta ve kısa vadede mümkün değil.

        Çünkü Çin bugün itibarıyla dünyada en fazla patent üreten ülke haline gelmiş.

        Dünya birincisi.

        Türkiye bu alanda OECD’nin son sıralarında.

        Bu patentleri üretime aktarmada da Çin çok iyi durumda.

        Ve Çin’in ihracatında “yüksek teknolojili ürünlerin” payı yüzde 30.

        Yani o taklit ve kalitesiz ürün üretir ve satar klişesine yerleştirdiğiniz Çin aslında hiç de öyle değil.

        Türkiye’nin ihracatında ise yüksek teknoloji içeren ürün miktarı yüzde 2,5.

        Üstelik bu oran giderek artmıyor, giderek geriliyor.

        3,5’tan 2,5’a inmiş.

        Yani anlayacağınız Türkiye’nin içine düştüğü durumu “Çin modeli” diye yutturma çabası aslında beyhude.

        REKLAM

        Bizim model olsa olsa “Bangladeş modeli” olabilir.

        Çünkü Çin modeli için iyi bir eğitim, uzun bir hazırlık gerekiyor.

        Otomobil modelini İtalya’da çizdirebilirsiniz hatta hazırını bir günde alıp getirebilirsiniz.

        Ama gerçek ekonomik model, uzun bir planlama gerektirir.

        Dedim oldu diye bir model yoktur.

        MERAKLISINA NOT: Bangladeş asgari ücreti 51 dolardan 95 dolara çıkardı.

        La Casa de Papel de yasaklanır mı!

        La Casa de Papel de yasaklanır mı!
        0:00 / 0:00

        Sosyal medyaya da yasaklar geleceği artık aşikar.

        Medya halledildi, sıra sosyalinde.

        Yasaklarla, engellerle kimsenin bir yere varamayacağını en bilmesi gereken parti şimdi yasaklardan medet umuyor.

        Manşetlerle savaşa savaşa geldik diye övünenler, manşetleri engellemeye çalışıyor.

        Büyük manşetleri engellediler, sıra geldi küçüklere.

        Düşük zekalı trollerle umdukları etkiyi yakalayamadıkları için, susturmayı tercih edecekler.

        Yasakları arttırma arzusunun bir nedeni de, toplumun önemli bir kesimindeki korku eşiğinin ekonomik koşulların da dayatmasıyla aşılmış olması.

        Korku eşiği aşılınca şimdi yasal bir eşik koymaya çalışacaklar.

        İşe yarar mı!

        Yaramaz.

        Ama bir şey yaptıklarını göstermeleri lazım.

        Bu yüzden pek yakında La Casa de Papel adlı diziyi yasaklarlarsa kimse şaşırmasın.

        Çünkü şu anda geyiklerin büyük bölümü o dizi üzerinden dönüyor.

        Ama benim iktidara bir tavsiyem var.

        Sosyal medyayı yasaklamak lehinize olmaz.

        Şu anda orada üç beş satır yazıp, büyük bir muhalefet yaptığını zannederek rahatlayanlar var.

        Oraya yazamazlarsa rahatlayamazlar.

        Asıl o zaman başınıza bela alırsınız.

        Benden söylemesi.

        Hani bir siyasetçi genelevlerin kapatılmasını isteyenlere “Kapatalım da, bizi mi şey etsinler” demişti ya.

        Sosyal medya da kendini muhalif zannedenlerin genelevi.

        Kapatırsanız...

        Allah korusun.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Akılla güvendiğimiz zaman.

        Diğer Yazılar