Kimi görsem konuşulan konu aynı.
Zam Zam Zam.
Gazeteciliğe yeni başladığım yılların başıydı, böyle manşetler atılırdı.
“Zam yağmuru’ falan diye.
Bu kadar insafsızca yağdığını pek hatırlamıyorum.
Doğalgazdaki, enerjideki ama özellikle elektrikteki yüzde 125’lik zam vatandaşın çok çok ama çok ağırına gidiyor.
Bu kadar zam şart mıydı diye soruyor herkes.
Ben bu zammın nedenini daha önce de yazdığım bir hesapla yazayım, siz karar verin şart mıydı değil miydi diye.
Biliyorsunuz, Ak Parti iktidarı döneminde pek çok şey gibi elektrik dağıtım şirketleri de özelleştirildi. 21 elektrik dağıtım bölgesi toplam 13 milyar dolara satıldı.
Hiçbiri yabancıya gitmedi.
Alanlar malum. Son 20 yılda Türkiye’de her türlü ihaleyi alanlar aldı o şirketleri de.
Hem de hayli yüksek fiyatlara.
Sadece İstanbul’un bir yakasında enerji dağıtımını üstlenen şirket 2 milyar dolara satıldı.
O gün dolar 1,6 liraydı.
Şirketin satış değeri de 3,2 milyar TL’ye denk geliyordu.
Dolar karşılığı satın alınan şirketin tüm gelirleri TL cinsindendi ve o günün parası ile yılda 280 milyon TL kar ediyordu.
Yani satış fiyatı yıllık karının 12 katı idi.
Sorun şu ki, alıcı firma Şirketi almak için dolar kredisi kullanmıştı ama şirketin tüm gelirleri TL idi.
Sonra ekonomi dağıldı gitti.
Dolar uçtu gitti.
Bugün dolar şimdilik 13 TL.
2 milyar doların TL karşılığı 26 milyar TL’nin üzerinde.
8 yılda borç neredeyse 8 kat artmış.
Karlar aynı oranda artmadığı için şirketin ayakta kalması imkansız.
Ya borcunu ödeyemeyecek ve batacak.
Aynı durum ülkedeki tüm enerji dağıtım şirketleri için geçerli.
Ya da karlılığı arttırmak için Devlet elektriğe muazzam bir zam yapacak ve elektrik dağıtım şirketleri batmaktan kurtulacak.
Ya da bu şirketleri satın alan müteahhitler borçlarını ödeyemeyecek.
Anlayacağınız elektriğe bu denli yüksek zam yapılmak zorundaydı.
Yoksa çoğunu zaten tanıdığınız, bildiğiniz bu şirketler batardı.
Şimdi 85 milyon el ele bu şirketleri kurtarma operasyonu yapıyoruz.
Şimdi siz karar verin.
Bu zam gerekli miydi değil miydi, ya da kimin için gerekliydi!
Ayrıca niye şaşırıyorsunuz, sonunun böyle olacağını o işadamlarından biri baştan söylememiş miydi zaten!