Resmi sitede FETÖ reklamı

Bir üst düzey bürokratla ilgili olarak “İstifası istendi performansına bağlı olarak ay sonunda yürürlüğe koyulur” demiştim hatırlarsanız.

Basınımız da “Bürokrat toto” oynamaya başlamıştı.

İşte o bürokrat gitti dün gece.

Bahsettiğim TÜİK Başkanı idi ve “bürokrat toto”da Diken internet gazetesi yaklaşmış, İsmail Saymaz ise tutturmuştu.

Ancak görülen o ki, “Görevden af” talebi bile çok görülmüş kendisine, görevden alma yöntemini tercih etmişler.

Bakalım bu görevden almanın Ocak ayı enflasyonuna “Olumlu katkısı” ne kadar olacak.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ise iktidarın iç çatışmasında sembol bir isimdi.

AK Parti içinde uzunca bir süredir “Güvenlikçiler” ve “Diğerleri” arasında bir sürtüşme var.

Aslında bu üçlü bir sürtüşme idi. Yani hem güvenlikçilere, hem de kuruluş felsefesini savunanlara aynı oranda mesafeli ve ikisiyle de kavgalı bir üçüncü hizip vardı ama bunlar şimdilik de olsa kendilerini pasifize ettiler.

Bu yüzden sürtüşme iki kanatlı olarak sürüyordu.

Ve Güvenlikçi tarafın hedef aldığı isimlerin başında Abdülhamit Gül geliyordu.

Gül’ün görevden af talebi ya da eski dilde “İstifası” muhtemelen bu sürtüşmeden yorulduğunun işareti.

Ama yerine Bozdağ’ın gelişi de güvenlikçilerin zaferi değil.

Yine de tüm olan bitenin görevden almaların, af taleplerinin, yerine yapılan atamaların hiçbir kıymeti harbiyesi yok.

Ne de olsa Başkanlık Sistemi ile yönetiliyoruz.

Gerisi fasa fiso.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun MOBESE kameralarından alınarak servis edilen görüntüleri ile ilgili konuştu ve “Özel hayatı servis edemezsiniz” dedi.

Kavram bazında haklı.

MOBESE’ler insanların üzerinde bir tehdit, bir şantaj, bir korkutma gereci olarak kullanılamaz.

Vatandaşları MOBESE ile izleyip, hayatlarını ifşa edemezsiniz.

Bunun sonun nereye varacağı belli olmaz.

Bu olsa olsa FETÖ taktiği olabilir.

Bu açıdan bakıldığında Kemal Kılıçdaroğlu da, Ekrem İmamoğlu da haklıdır.

Ancak “Özel hayatı servis edemezsiniz” cümlesi doğru bir cümle değildir.

Çünkü bir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bir büyükelçi ile buluşması, o büyükelçi Trabzon’dan mahalle arkadaşı değilse, köfteci dükkanı işlettiği günlerden kalma müşterisi ya da kankası değilse, müteahhitlik döneminden tedarikçisi ya da ortağı falan değilse ya da eşleri ezel ebed arkadaş değilse İmamoğlu’nun özel hayatı sayılmaz.

Bir belediye başkanı ile bir büyükelçinin görüşmesi ve yemek yemesi “Özel hayat” kapsamına girmez.

Ama yine de MOBESE görüntülerinin bazı gazeteci ve gazetecilere servis edilmesi kişisel verilerin korunması açasından büyük bir suçtur.

Bu suç kamu görevlileri tarafından işlenmiştir.

Sürümden kazanan ticaret ile sürüden kazanan siyasetin ortak noktasının ucuzluk olduğunu anladığımız zaman