Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Allah tarafından Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi geldi de, memlekete istikrar, tutarlılık geldi, yoksa halimiz nice olurdu.

        Yeni sisteme ekonomi bakanı dayanmıyor.

        AK Parti’nin parlamenter sistemi sevdiği dönemlerde 5 yıl, 10 yıl ekonomi bakanlığı yapanlardan,05 Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde “kısa dönem” bakanlara geçtik.

        İstikrarlı sistemde, bırakın zırt pırt gelip giden bakanları sadece TÜİK’te 5 başkan değişmiş.

        Bir de istikrarsız parlamenter sistem olaydı 20 başkan mı değişirdi, 30 başkan mı değişirdi Allah bilir.

        Size ekte bir tablo gösteriyorum.

        Bu tablo yepyeni bir ekonomik teoremin de habercisidir muhtemelen.

        Biliyorsunuz, ekonomi bilimine “Faiz sebeptir, enflasyon sonuç” adlı yepyeni bir teori hediye etmiştik ulusça.

        Şimdi bazı münafıklar bu teorinin tutmadığı gibi bir tez yayıyorlar.

        Çünkü Merkez Bankası’nın faizleri düşürmeye başladığı günden bu yana enflasyon hiç olmadığı kadar hızla artmış.

        Üstelik sadece enflasyon da artmamış, Merkez Bankası politika faizini düşürmeye başladığı günden bu yana Türkiye’de gerçek faizler de hızlı artmış.

        Merkez Bankası faizi düşürmüş, devletin borç alırken ödediği faiz artmış.

        Merkez Bankası faizi düşürmüş, vatandaşın, şirketlerin kredi alırken ödediği faiz artmış.

        REKLAM

        Merkez Bankası faizi ne kadar düşürdüyse, gerçek faizler onun iki katı artmış hem de.

        Bu durumda faiz düşer enflasyon düşer teoremi çöktü diyenler var.

        Bunu söyleyenler bir başka bileşeni gözden kaçırıyorlar.

        TÜİK faktörünü.

        Bir ekonomistin hazırladığı tablodan da göreceğiniz üzere enflasyon artışındaki asıl faktör TÜİK Başkanı.

        Görevden alınan Sait Erdal Dinçer'in göreve geldiği günden bu yana enflasyondaki artışı tablodan izleyebilirsiniz.

        Yüzde 16’lar seviyesinde görevi devralmış.

        36 seviyesinde görevden alınmış.

        O kadar yerinde bir hamle ki, görevde kalsa enflasyon hızla yükselmeye devam edecek, kim bilir belki de 40’ları 50’leri görüp aşacaktı.

        Şimdi nur topu gibi yeni bir teorimiz var.

        "TÜİK sebeptir enflasyon sonuç."

        Grafik ortada hadi sıkıysa aksini ispat etsin birisi.

        Şimdi sakın kimse kalkıp bana “İyi de faizler Sait Erdal Dinçer döneminde düşürüldü. Adam ne yapsın!” demesin.

        Topyekun mücadelede herkesin seve seve üstlenmesi gereken bir rolü var.

        Neden ve bahane

        Neden ve bahane
        0:00 / 0:00

        Sevgili Orhan Uğuroğlu, TÜİK Başkanı’nın görevden alınmasını bağımsız enflasyon hesaplaması yapan ENAG’a açtığı davaya bağlamış.

        Bu iddiasını da Saray kaynaklarına dayandırmış.

        Doğrudur, Saray kaynakları Orhan Uğuroğlu’na böyle bir bilgi vermiştir.

        Çünkü TÜİK Başkanı’nın gerçekte neden görevden alındığını söyleyecek halleri yok.

        Ama Orhan Bey bilsin ki, o dava açılmadan çok önce TÜİK Başkanı’nın görevden alınma kararı verilmişti.

        Neden ile bahane farklı farklı anlamlar içerir.

        Bahane ile nedeni birbirine karıştırmamak gerekir.

        Test yapılmış mıydı!

        Test yapılmış mıydı!
        0:00 / 0:00

        Bir yandan hakaret ettiğine inanıldığı için gazeteciler gözaltına alınacak, diğer yandan cezai ehliyeti olmayacak yaştaki çocuklar kürsülere çıkarılıp, rakip siyasetçilere hakaret ettirilecek.

        Bunu kimse ama hiç kimse savunamaz.

        Hiç kimse yapılan doğrudur diyemez.

        Yüz bin troll de uğraşsa, hiç kimse bunu teröristlerin katlettiği evlatlarımız Eren Bülbül’e, Yasin Börü’ye bağlayamaz. Onların canı üzerinden, bu alakasız ayıbı normalleştirmeye çalışamaz.

        Bir çocuğun suç örgütü kurmaktan babasına af istemek için Cumhurbaşkanı’nın yanına gitmeye çalışmasını insani olarak elbette anlarım.

        Bizim için bir suçlu onun için ise babadır.

        Ama o sırada kendisine muhtemelen ailesi ya da kim bilir kim tarafından öğretildiği şekilde bir başka siyasetçiye sövdürülmesini anlamam.

        Tabii anlamadığı bir başka şey ise COVID tedbirleri kapsamında Cumhurbaşkanı’na yaklaşacak herkese bir gün öncesinden PCR testi yapılırken, test yaptırılmamış bir çocuğun Cumhurbaşkanı’nın burnunun dibine kadar sokulmasını da hiç anlamam.

        Siz yollayanlardan yanasınız biz ödeyenden

        Siz yollayanlardan yanasınız biz ödeyenden
        0:00 / 0:00

        altayli.fatih instagram hesabımdan elektrik zamlarını eleştirip dalga geçen küçük bir paylaşım yaptım.

        Paralı troller anında saldırıya geçti.

        Bazıları bu paylaşımın altına şöyle yazmış, “İnanmayın buna. Elektrik faturasını görmüyordur bile. Otomatik ödemeye bağlıdır bunun faturası. Siz bunu okurken o pahalı viskisi ya da antika şarabını yudumluyordur.”

        Sevgili okurlar, kusura bakmayın kullanacağım tabir için ama işte böyle bir “öküz” grubuyla uğraşıyoruz.

        Yıllardır söyler dururum, viski içmem, sevmem diye.

        Ne pahalısını, ne ucuzunu.

        Anlamam viskiden. Tadını da sevmem.

        Antika şarap dediği ne ise onu hiç anlamadım bu görgüsüzün.

        Eski bir Yunan batağından çıkarılmış şarabı mı kast ediyor acaba bilmiyorum.

        Muhtemelen yıllanmış şarap demek istiyor ama müktesebatı yetmiyor. Antika diyor edepsiz.

        Bak troll efendi ve benzerleri.

        Evet her medeni insan gibi elektrik faturalarım otomatik ödeniyor.

        Ama her faturayı alır bakarım. Elektrik, su, doğalgaz, telefon. Hepsine.

        Çünkü biz parayı çalışarak kazanıyoruz.

        Her kuruşumuzun emek karşılığı var.

        Zaman zaman arkadaşlarımızla iki kadeh içki de içeriz. Sizin troll maaşınız, bizim o içkilere ödediğimiz fahiş vergilerden geliyor.

        Biliniz ki, sizin gibi hangi parayla alındığı belirsiz Audi'lerin arka koltuğunda 100 dolarlık pudra çeken haramzadelerden değiliz.

        Siz o elektrik faturasını yollayanlardan yanasınız.

        Biz ödeyenlerden yana.

        Aramızdaki fark bu.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Haramzadeler, helalzadelere çatamadığı zaman.

        Rekabet mi dediniz

        Rekabet mi dediniz
        0:00 / 0:00

        Dün Rafael Nadal 36 yaşında Avustralya Açık Tenis Turnuvasını kazanarak 21 kez Grand Slam turnuvası kazanan ilk erkek tenisçi oldu.

        Ve Roger Federer, Rafael Nadal’a bu başarısından dolayı bir açık mektup yazdı.

        Bakın bir büyük şampiyon, bir başka büyük şampiyona neler söylüyor.

        “Ne maçtı ama

        Dostum ve büyük rakibim Rafael Nadal’a.

        21 Grand Slam kazanan ilk erkek tenisçi olmanı kalpten kutluyorum.

        Birkaç ay önce bu konu ile ilgili şakalaşıyorduk seninle.

        Akılalmaz.

        Bir büyük şampiyonu asla hafife almamak lazım.

        Akılalmaz iş ahlakın, azmin, adanmışlığın ve mücadeleci kişiliğin benim için ve dünyadaki sayısız insan için bir ilham kaynağı.

        Bu dönemi seninle paylaşmaktan ve senin bu büyük başarıları ve daha fazlası elde etme gayretinde sana itici güç olmaktan gurur duyuyorum.

        Aynen senin de geride bıraktığımız 18 yılda yaptığın gibi…

        Eminim ki, önünde hala büyük başarılar seni bekliyor ama şimdilik bu başarının tadını çıkar!”

        Bu mektuptan çıkaracak çok ders var.

        Ama emin olun ki, çıkarmayacağız.

        Diğer Yazılar