Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Kübra Par’ın programına katılmış.

        Türkiye’nin durumunun Avrupa ülkelerinden iyi olduğuna seçmeni ikna etmek için “Fransa’da 150 Euro’ya dolan bir poşet bugün 750-800 Euro'ya doluyor. Orada enflasyon yüzde 6-7 fiyatlarda 6-7 misli artış var” diyor, Par’ın uyarısına rağmen bu hesaptaki inadını sürdürüyor ve haliyle dün geceden beri sosyal medyada madara ediliyor, hesap bilmemekle suçlanıyor.

        Bence yanılıyorsunuz.

        Üniversite sınavını kazanıp hukuk okumuş ve hukuk fakültesini bitirmiş, siyasette parti grup başkanvekilliğine gelmiş birinin bu kadar bilgisiz ya da bu kadar “hesapsız” olmasına imkan yok.

        Yüzde 6-7’lik enflasyon ile 6-7 kat fiyat artışı olmayacağını bilmeyecek kadar “eğitimsiz” de olamaz.

        Onunki, bilmemekten kaynaklanan bir durum değil.

        Öyle olsaydı, Kübra Par’ın uyarısı ile “Aaa, haklısınız. Özür dilerim” der düzeltirdi.

        Tam aksine inat ediyor, devam ediyor yanlış hesabına.

        Fransa’da yaşayan yakınlarının 750 Euro’ya Pazar poşeti doldurduğunu söylüyor.

        Herhalde bahsettiği poşet Louis Vuitton ya da Cartier poşeti.

        Aslında biliyor neyin ne olduğunu ama bile bile yanlış söylüyor.

        Çünkü o aslında bu hesabı yapabilenlere seslenmiyor, onun hedef kitlesi bu hesabı yapamayan kendi seçmeni.

        REKLAM

        Onlara kahvede konuşabilecekleri, kabul gününde ileri sürebilecekleri, kafa karıştırabilecekleri bir malzeme verme peşinde.

        Örgüte mesaj veriyor.

        “Böyle söyleyin, böyle bir hesap yapın kafaları karıştırın” diyor aslında.

        Yoksa Fransa’da ya da Avrupa’nın herhangi bir yerinde fiyatların böylesine artmadığını bilmiyor olması mümkün mü!

        Bu bir siyasi taktik.

        Aynı şey elektrik faturaları için geçerli değil mi!

        Elektrik fiyatlarındaki inanılmaz artışı CHP’ye bağlamadaki mantık aynı değil mi!

        CHP’li birisi son olarak 1978 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yapmış.

        CHP 1950’den bu yana tek başına iktidar olmamış.

        AK Parti iktidarı öncesi TBMM’de CHP diye bir parti yok.

        20 yıldır AK Parti iktidar.

        Ama elektrik zamlarından CHP sorumlu diyor AK Partili milletvekilleri.

        Söylediklerinin doğru olmadığını sizin kadar, benim kadar bilmiyorlar mı!

        Biliyorlar elbet.

        O kadar eğitimsiz değiller. Tam aksine çok akıllılar.

        Örgütlerine, seçmenlerine söylenecek yalanları üretiyorlar.

        Anlamadınız mı hala bu sözlerin hedef kitlesinin siz ya da ben olmadığımı.

        Onlar başka bir gruba sesleniyorlar.

        Anket sonuçlarına bakılırsa, bence başarılı da oluyorlar.

        IQOS kaçakçılığına niye göz yumuluyor

        IQOS kaçakçılığına niye göz yumuluyor
        0:00 / 0:00

        Çevremde dikkat ettiğim bir durum var.

        Pek çok kişi sigara yerine, Philip Morris’in icat ettiği ve artık tüm sigara üreticilerinin imal ettiği yeni tip bir yarı elektronik sigarayı içiyorlar.

        Mutlaka görmüşsünüzdür, burada sigara çakmakla veya kibritle yakılmıyor, elektronik bir şeyin içine tıkılıyor ve yanmadan düşük ısıda içiliyor.

        Philip Morris buna “IQOS” adını takmıştı ve “I quit ordinary smoking” yani “Sıradan sigarayı bıraktım” deniyordu.

        Şu anda bu tip sigaralar daha az zararlı oldukları inancıyla hayli yaygın.

        Ve belirli bir gelir düzeyinin üzerinde neredeyse çoğunluk sigara yerine bunu kullanıyor.

        Peki biliyor musunuz ki, bu sigara türü Türkiye’de resmen yok.

        İthalatı yasak, satışı yasak.

        Bu sigaraların tamamı, çevre ülkelerden, Kıbrıs’tan, Bulgaristan’dan, Gürcistan’dan, İsrail’den “kaçak” olarak Türkiye’ye sokuluyor ve satılıyor.

        Yüzbinlerce, belki milyonlarca kişinin tükettiği, pazarı milyarlarca liraya ulaşan bu ürünün tamamı ülkeye yasa dışı yollardan vergisiz ve kaçak olarak giriyor ama her yerde satılıyor ve açıkça herkes kullanıyor.

        Aynen Özal öncesi tüm yabancı sigaraların kaçak olarak ülkeye girdiği gibi, bugün de bu sigaralar kaçak.

        Merakım ise şu.

        Bu kadar yaygın olarak tüketilen bir ürün ülkeye normal yollardan, vergisi, harcı rüsumu ödenerek girmez.

        Niye yasak olur?

        Niye bunun kaçak olarak girmesine göz yumulur?

        Bunun kaçak gelmesinden dolayı oluşan milyarlarca liralık vergi kaybı niye sineye çekilir? Bu kaçakçılıktan kim milyarlar kazanmaktadır ki, bu kaçak durumun sürmesine izin verilir, bırakın izin verilmesini bu durum neredeyse teşvik edilir?

        Bu kayıp vergi kimin cebine girmektedir ki, devlet bu rezil duruma müdahale etmemektedir?

        Bunun vergisiyle yasal girişine izin vermemek kimin çıkarınadır!

        Tarihe takılırsak

        Tarihe takılırsak
        0:00 / 0:00

        Güçlendirilmiş parlamenter sistem için bir araya gelen 6 parti, bu konudaki yol haritasını ve mutabakat metnini 28 Şubat günü Ankara’da Bilkent Otel’de yapılacak bir törenle imzalayacaklar.

        Törenin 28 Şubat günü yapılacağının duyulmasından beri iktidar yanlıları “Vay 28 Şubat haaa” diyerek tarihe dikkat çekiyorlar.

        Ve 28 Şubat’ın hafızalardaki olumsuzluğunu hatırlatarak, bu tarihten olumsuz bir sonuç çıkarmaya çalışıyorlar.

        Ben ise tarihlere pek takılmam.

        Geçmişe doğru giderseniz binlerce yıl içinde 365 günün her birine kimileri için olumsuz anılar uyandırabilecek bir kulp takabilirsiniz.

        Mesela mevcut iktidar da 12 Eylül’de bir Anayasa Referandumu yapmıştı.

        FETÖ desteğiyle yaptıkları bu referandumda, gayeleri 12 Eylül darbesine selam çakmak mıydı!

        Tağşiş mi yok, Bakanlık mı!

        Tağşiş mi yok, Bakanlık mı!
        0:00 / 0:00

        Hatırlarsınız, eskiden Tarım Bakanlığı sık sık, neredeyse her ay *Gıdada tağşiş, hile ve taklit ürünler” listesi yayınlardı.

        Bakanlık piyasadan çeşitli ürünler toplar, bu ürünleri laboratuvarlarında inceletir, içeriğine bakar ve sonra da hangi üründe ne var, hangi ürün zararlı, hangi ürünün içine bulunmaması gereken bir katkı eklenmiş, etiketi ile içeriği arasında ne farklar var şeklinde bir liste yayınlardı.

        Çok güvenilir olmamakla birlikte bu liste tüketiciler tarafından izlenir, firmaların da bir şekilde hizaya gelmesine neden olurdu.

        Gerçi bu listeler üzerinden firmalara tehdit ve şantaj yapıldığı, bazı firmaların kollanıp, bazılarının batırılmaya çalışıldığı iddiaları da ortaya atılırdı ama sonuç olarak tüketici açısından önemli bir liste idi.

        Geçenlerde tarım sektörünün dergilerinden birinde okuduğum kadarı ile 18 aydır Tarım Bakanlığı bu listeyi yayınlamıyor.

        Aradım, taradım ben de bulamadım.

        Ya tüm üreticiler çok namuslandı, artık kimse tarımsal sanayi ürünlerinde tağşiş, hile ve taklit yapmıyor.

        Ya da bakanlık görevini yapmıyor.

        Birinden biri ama asla ikisi birden değil.

        Peki sizce hangisi.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Ülkeler geleceklerini kişilere değil, sistemlere emanet ettiği zaman.

        Diğer Yazılar