Olacağı buydu, oldu.
Öcalan ile Perinçek bir kez daha, yine ve yeniden aynı noktada buluştu.
Yıllar önce Doğu Perinçek’in PKK kamplarını ziyaret etmesi, Abdullah Öcalan’la sarmaş dolaş, çiçekli böcekli pozlar verip, terörist mangalarını birlikte ele ele selamlamaları yıllardır konuşulur durur.
Perinçek de bu pozlara yıllardır çeşitli bahaneler bulur ve aslında PKK karşıtı olduğunu söyler.
Kimi inanır, çoğu inanmaz.
Aradan geçen yıllar boyunca Perinçek, PKK ve Öcalan ile arasına mesafe koyduğunu iddia etse de, kader Perinçek ile Öcalan’ı bir kez daha aynı çizgide birleştirdi.
Doğu Perinçek, düzensiz göçmenlere ve kalıcı hale gelen geçici sığınmacılara karşı politikaları ile öne çıkan Ümit Özdağ’ı “ABD politikaları yürütmekle” suçladı ve sokakta şiddete maruz bırakmakla tehdit etti.
Ve Perinçek’in hemen ardından HDP milletvekili Ömer Öcalan, Ümit Özdağ’ı sert bir dile eleştirdi ve hatta suçladı.
Böylelikle Doğu Perinçek, yine bir Öcalan ile ve PKK uzantısı olduğunu iddia ettiği bir partinin vekili ile aynı çizgide yine buluştu.
Tabii buradaki asıl tutarsızlık, Perinçek’in göçmen karşıtlığını ABD destekli bir politika olarak gösterirken, yine ABD destekli olduğunu öne sürdüğü bir başka örgüt olan PKK ve onun uzantısı olduğunu iddia ettiği HDP ile aynı çizgide buluşması ve asıl olarak dış bağlantılı olan bir terör örgütü ile aynı söylemi tutturması.
Zaten Perinçek’in bu söyleminde gerçekliğin zerresinin olmadığı çok aşikar.
Çünkü yıllardan beri Türkiye’nin göçmen yanlısı politikaları savunanların hemen hemen tamamı Batı ve özellikle ABD kaynaklı fonlardan yemlenen kişiler, kurumlar, yayınlar.
Yani durum Öcalan’ın iddia ettiğinin tam tamına zıttı.
Türkiye’ye düzensiz göçmenler üzerinden kurulan tuzak, tam bir Batı oyunu.
Çok açık biçimde ABD’nin Büyük Ortadoğu planının bir parçası.
Bu göçmen meselesine Condoleezza Rice'ın “Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek” cümlesinin açtığı pencereden bakmak gerekir.
Her kim ki, bu göçmen meselesini Türkiye’nin beka sorunu olarak görmüyor ve destekliyorsa, biliniz ki ya bu BOP tezgahının bir parçasıdır ya da bu oyunun farkına varmayacak kadar gafildir.
Bir kez daha aynı çizgide buluşan Perinçek ve Öcalan’ı burada istediğiniz sınıfa yerleştirebilirsiniz.
Ya biridir ya da diğeri.
Ee, tabii bir de "İnsan yedisinde ne ise 70'inde de odur" diye bir laf var.