Eksiği vardır, gediği vardır, yanlışı vardır, kusuru vardır, mutlaka ki vardır, sütten çıkmış ak kaşık değildir elbette…
Ama emin olun Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın bende yarattığı hissiyat pozitif.
Tek nedeni insani tavrı.
Pandeminin ilk zamanlarında her gün düzenli basın açıklaması yaptığı günlerde oluşmaya başladı bu hissiyat.
İktidarın kibrinin ve kendinden olmayanı dışlayıcı tavrının aksine, tüm medyaya eşit mesafede durmaya çalıştı, basın toplantılarında muhalif gazetelerin ve gazetecilerin yer almasını, soru sormasını sağladı, sinirlenmedi, pozitif davrandı.
Sonrasında en muhalif, en sert, en eleştirel olana bile yanıt verdi, aradı, sordu, destek oldu, sorularını yanıtladı.
Rakip siyasi partilerin mensuplarının sağlık sorunlarına duyarlı davrandı.
Son olayı ise “Ambulans şoförü”.
Dün bir ambulans şoförü taşıdığı hastayı kabul edecek hastane bulamayınca ambulansı Sağlık Bakanlığı’nın önün çekti ve “Bakanla görüşmek istiyorum yoksa ambulansı patlatırım” dedi.
Derdi kendi değil, hastasıydı.
Neyse olay sulhla halledildi, hasta bir hastaneye yatırıldı.
Sonrası ise daha güzel..
Bakan Koca ambulans şoförünü davet etti.
Sağlık’taki sorunları bir de ondan dinledi.
Bilmiyor muydu!
Muhtemelen biliyordu!
Çözebilecek mi!
AK Parti’nin 20 yıllık yanlış sağlık politikasının AK Parti tarafından çözülür tarafı kalmadı, biliyorum.
Daha da kötüye gideceğini muhtemelen tecrübeli bir sağlıkçı olan Bakan da biliyor.
Ama iyi olan şu.
O şoför dövülmedi, tutuklanmadı, gözaltına alınmadı, hakkında işlem başlatılmadı.
Dinlendi, sözüne kulak verildi.
O eylemin başka bir Bakan ya da Bakanlık önünde yapıldığını bir düşünsenize.
Kim bilir neler olurdu!
Şimdi şoförün evi basılmış, ne FETÖ’cülüğü ya da muhalifliği kalmıştı!