Habertürk gazetesini 2009 yılında yayın hayatına sokmuştuk.
400 binleri aşan tirajı ile hızla Türkiye’nin en büyük gazeteleri arasına girmişti.
Gazete yayın hayatı boyunca bazı haberlerini sık sık tekrarladı.
Bunların başında ÖSYM ve sınav sahtekarlıkları ile ilgili haberler geliyordu.
İlk olarak 2010 yılında KPSS'de 350 kişinin tüm soruları bilerek tam puan almasını gündeme getirdik.
Soruşturma başlatıldı.
O güne kadar görevini başarıyla yapan ve doğru düzgün bir bilim adamı ve akademisyen olan ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan, hemen istifa etti.
Çünkü neredeyse kuruluşundan o güne kadar ÖSYM Türkiye’nin muhtemelen en düzgün kurumu idi.
Her yıl onlarca sınav yapar, bir tekine bile şaibe bulaşmaz, sorular özenle korunur, sonuçlara herkes güvenirdi.
ÖSYM yapıyorsa dürüst ve doğrudur motto halindeydi. Yarımağan da bu mottoyu korumuştu.
Ta ki, 2010’a kadar.
Bir matematikçi olan Yarımağan’ın istifasından sonra ÖSYM bir daha dikiş tutmadı.
Peş peşe liyakatsiz atamalar yapıldı.
Biz de Habertürk gazetesi olarak her yıl ve neredeyse her sınavda “Soru hırsızlığı, sorular sızdırıldı, sorular belirli bir dershane ve yayın grubuna verildi. Değerlendirmeler hatalı.” başlıkları ile çıktık.
Ancak her seferinde iktidarın “azarına” maruz kaldık.
Bir soruşturma açılacağına, bir inceleme yapılacağına, iddialar araştırılacağına iddiaları ortaya atanlara kin kusuldu, haberleri yapanlar hedef oldu.
Ta ki, darbe girişimine kadar.
O gün birdenbire yıllar boyunca ÖSYM’de soruların çalındığı, çalınan soruların belirli dershanelere ve bu dershanelerin öğrencilerine ya da Gülen grubunun mensuplarına verildiği, Anadolu lisesi sınavlarından, üniversite giriş sınavına, askeri okul sınavlarından, kamu personel alım sınavlarına kadar tüm sınavların şaibeli olduğunu dün bize kızanlar da kabul etti.
Ama yine de doğru düzgün bir soruşturma, sorumlulardan doğru düzgün bir hesap sorma olmadı.
Zaten olamazdı da.
Çünkü “Bu yollarda beraber yürümüşlerdi”
Şimdi yine bir sınav yolsuzluğu, soru hırsızlığı gündemde.
Kimilerine göre ÖSYM Başkanı’na operasyon çekiliyor, kimilerine göre ÖSYM Başkanı ve kurumu bu işin müsebbibi.
Ama yine de bir nebze de olsa terakki var.
Biz eskiden bu haberleri yaptığımız zaman sorumlular korunur, haberleri yapanlar suçlanırdı.
Bu sefer yetkili makamdaki biri görevden alındı.
Vallahi de şaşırdım, billahi de şaşırdım.
Ama acaba bir tarikata yakın bir duruşu olsa, yeniden palazlanan bir cemaatin mensubu olsa yine böyle hızla görevden alınır mıydı onu da merak etmiyor değilim.