EPDK’nın devletin üç yıl önce verdiği söze güvenerek kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve fazlasının bir bölümünü bedeli mukabilinde devlete satıp, bir bölümünü ise ücretsiz olarak sisteme katmak üzere her biri yüzbinlerce dolarlık yatırım yapan KOBİ'lere, küçük sanayiciye, esnafa ve çiftçilere nasıl kazık attığını yazdım iki gün önce.
Bunun kime yaradığını, elektrik fiyatlarında nasıl bir artışa neden olduğunu yarına bırakıp, bugün meselenin bir başka yönüne değinmek istiyorum.
EPDK’nın, yani Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun ne kadar yerli ve milli olduğu, ne kadar bu milleti düşündüğü meselesini sizin ve Türkiye’yi yönetenlerin dikkatine sunmak istiyorum.
Bu yazıyı okuyunca, EPDK’nın Türk milletini ve Türkiye’nin doğal kaynaklarını değil, Kolombiya’nın, Rusya’nın, ABD’nin kaynaklarını kullandığını, zaten büyük oranda dışa bağımlı olan enerji üretimimizi iyiden iyiye dışa bağımlı hale getirdiğini, Türk işçisini değil, Kolombiya, Rusya ve ABD işçisini iş sahibi yapmaya çalıştığını ve 5 milyar dolar da kömür için bu ülkelere ödediğimizi göreceksiniz.
Nasıl mı?
Anlatayım.
Nisan başında EPDK bir yönetmelik yayınladı.
Elektrik üreticilerini iki gruba ayırdı.
Birinci grup doğalgazla elektrik üretenler ve ithal kömürle elektrik üretenler.
İkinci grup yerli kömürle, rüzgarla, güneş panelleri ile elektrik üretenler.
İlk grup ithal enerji. İkinci grup yüzde yüz yerli ve milli enerji.
EPDK, 1. gruptakilerin megawatt başına 4.000 TL tavan fiyat ile elektrik satmalarına izin veriyor.
2. gruptakilerin ise megawatt başına 1.400 TL tavan fiyattan elektrik satmasına izi veriyor.
İlk bakışta sanki yerli kaynaklar ve yenilenebilir kaynaklar kollanıyor gibi değil mi!
Ama işin aslı öyle değil.
İkinci gruptakilerin bu fiyata sattıkları elektrik tüketiciye piyasada oluşan günlük fiyattan tahakkuk ettiriliyor.
Mesela, 25.8.2022 günlük elektrik toptan fiyat piyasası 3.510 TL.
İkinci grup üreticilerin satış fiyatı 1.389 TL.
Aradaki 2 bin 121 liralık fark tüketicilere yansıtılmıyor tam aksine EPİAŞ’ın dağıtım şirketlerine ödemesi gereken borçlarına sayılarak dağıtım şirketlerine ödeniyor.
Yani yerli kaynakla elektrik üreten de cezalandırılıyor, tüketici de.
Kim yararlanıyor.
Dağıtım şirketi.
Üstelik de, sözde liberal ekonomi ama uygulamada serbest piyasaya karşı bir durum oluşuyor.
Ülke için doğru yatırımı yapmış güneş ve rüzgar enerjisi üreticileri, daha önemlisi hem yerli kaynak olan hem de madenci istihdamı sağlayan kömür santralleri cezalandırılıyor, kaynaklarına dolaylı yoldan el koyularak bu şekilde enerji yönetimindeki yanlışlıklar finanse ediliyor.
Sorarsanız “Yerli ve milliler” ama icraatta yapılan bu.
Yerli kaynak, yerli sermaye, yerli işçi cezalandırılıyor.
İthal enerji ödüllendiriliyor.
Şimdi yerli kaynaklarla enerji üretimi yapanları temsil eden dernekler EPDK’nın bu “Gayrı milli ve Gayrı Yerli” hareketine karşı dava açmışlar.
Bakalım yargımız ne kadar yerli ve milli.
Göreceğiz.
Bu konuya yarın başka bir boyutu ile devam ederiz.